Korku…
Endişe…
Hepimizin yaşadığı psikolojik hal…
Terörün artmasından, aynı dili konuştuğumuz halde diyalog kuramamaktan.
Çatışmalardan, her gün şehit haberlerinden.
Ekonominin küreselleşmesiyle iş güvencesinin pek olmamasından, hızlı nüfus artışından
zorlu ekonomik şartlardan.
Bunların hepsi bir araya gelince yaşam zorlaşıyor içimizi kemiren endişe yoruyor bizleri.
Evet hayat zor ama tarihe yıllar öncesine baktığımda şimdi ki hayatımızdan çok daha fazla sıkıntılar vardı.
Ülkemizde ve dünyadaki savaş dönemleri tam bir travma.
Nasıl mücadeleler vermişler nasıl katlanmışlar o zorluklara o yokluklara?
Şu an yaşadığımız zamanda ise ‘şehir hayatı beni yoruyor, trafik ve kalabalığa tahammülüm yok’ diyerek mücadele bile edemezken, antidepresana sığınan insanlar var.
Beyaz bulut içinde yaşıyor, korkuları azalıyor.
Endişesiz oluyorlar (mış).
Tabi ki ağır ruhsal hastalık durumunda ilaç kaçınılmaz.
Ama mücadele etmeyi zor bulup, antidepresana sığınmakta kolaya kaçmaktır bence.
Kitap okuma alışkanlığı ne yazık ki yok ülkemizde…
Oysa tarih kitaplarını, romanlarını okusak, nereden nereye gelmişiz o geçmiş zorlu yıllardan ibret ve ders alsak, belki hayata karşı mücadelemizde bu kadar endişe barındırmayız…
Olumsuzlukları olumlu hale getirmek elimizde.
***
Kuşkusuz kimseye pembe tablo çizin demiyorum.
Ancak güçlüklerle mücadele etmek te zor değil…
Her insan kendiyle yüzleşse…
Aynaya baksa…
İçinden çıkılmaz görünen şeylerin bile üstesinden gelebileceğini farkeder.
Kendini salmamak…
Hayatı iyi yanından tutup, olumsuzları alt etmek, inanın zor değil.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Funda Kubat
Endişe hali
Korku…
Endişe…
Hepimizin yaşadığı psikolojik hal…
Terörün artmasından, aynı dili konuştuğumuz halde diyalog kuramamaktan.
Çatışmalardan, her gün şehit haberlerinden.
Ekonominin küreselleşmesiyle iş güvencesinin pek olmamasından, hızlı nüfus artışından
zorlu ekonomik şartlardan.
Bunların hepsi bir araya gelince yaşam zorlaşıyor içimizi kemiren endişe yoruyor bizleri.
Evet hayat zor ama tarihe yıllar öncesine baktığımda şimdi ki hayatımızdan çok daha fazla sıkıntılar vardı.
Ülkemizde ve dünyadaki savaş dönemleri tam bir travma.
Nasıl mücadeleler vermişler nasıl katlanmışlar o zorluklara o yokluklara?
Şu an yaşadığımız zamanda ise ‘şehir hayatı beni yoruyor, trafik ve kalabalığa tahammülüm yok’ diyerek mücadele bile edemezken, antidepresana sığınan insanlar var.
Beyaz bulut içinde yaşıyor, korkuları azalıyor.
Endişesiz oluyorlar (mış).
Tabi ki ağır ruhsal hastalık durumunda ilaç kaçınılmaz.
Ama mücadele etmeyi zor bulup, antidepresana sığınmakta kolaya kaçmaktır bence.
Kitap okuma alışkanlığı ne yazık ki yok ülkemizde…
Oysa tarih kitaplarını, romanlarını okusak, nereden nereye gelmişiz o geçmiş zorlu yıllardan ibret ve ders alsak, belki hayata karşı mücadelemizde bu kadar endişe barındırmayız…
Olumsuzlukları olumlu hale getirmek elimizde.
***
Kuşkusuz kimseye pembe tablo çizin demiyorum.
Ancak güçlüklerle mücadele etmek te zor değil…
Her insan kendiyle yüzleşse…
Aynaya baksa…
İçinden çıkılmaz görünen şeylerin bile üstesinden gelebileceğini farkeder.
Kendini salmamak…
Hayatı iyi yanından tutup, olumsuzları alt etmek, inanın zor değil.