Enkaza doğan güneş

Birinci Dünya Savaşından sonra, topraklarımız paylaşılmış…

Anadolu işgal altında…

Savaşacak silah yok…

Cephane yok…

Yiyecek yok…

Karayolu yok…

Demir yolları işgal altında…

Halktan oluşan kuvvetler, emperyalizme karşı bir direniş harekatı başlattı.

Silah da yaptılar cephanede…

İnsanüstü çabalarla düşman cepheleri düşürüldü.

Halkın mücadelesini, dünya hayretle izledi.

Meydanlarda ki zaferleri, masa başında ki zaferler takip etti…

Topraklarında, başka devletlerin egemen olmasına izin vermeyen halk, tam bağımsız bir ülke kurdu.

Cumhuriyetin ilanıyla birlikte siyasi bağımsızlık gibi, ekonomik bağımsızlıktan da taviz verilmedi.

Ölüm kalım savaşının ödülü, bir ulusun bağımsızlığı oldu.

Ve… Erkekler kadar savaşın her alanında…

Silahını alıp mücadeleye katılan…

Cephane taşıyan…

Hemşirelik yapan…

Yemek pişiren…

Su dağıtan…

Destanlaşan Kadınlar…

Anadolu kadının mücadelesi, tüm dünyayı şaşırttı.

Sokağa çıkma hakkı bile olmayan kadınlar; Vatan savunması için dışarı çıktı…

Örgütlendi…

Kadınlar; Toplumda ki yerinin önemini ve ilerleme sürecini, Kurtuluş Savaşında başlattı.

Erkeklere ait olan görevler, hak ve sorumlulukların kadınlara da verilmesi düşüncesi…

Anadolu kadınının savaş meydanında…

Düşmana karşı, erkeklerle omuz omuza verdiği mücadele ile gelişti…

Ve çalışmalar başladı…

Türk Medeni Kanunu ile sosyal ve ekonomik haklar…

Cumhuriyet yönetimi sayesinde, sosyal ve kültürel haklar…

Birçok Avrupa ülkesinde ki hemcinslerinden önce, siyasal haklar kazandı.

Onların ödülü de erkeklerle eşit haklara sahip olmak oldu.

Batı toplumların gereksiz olanları değil…

Sosyal, siyasal ve ekonomik gibi ileri seviyede oldukları alanlar…

Kendi öz değerlerimizi yitirmeden örnek alındı.

Ve bünyemize uygun hale getirilerek yaşama geçti.

Hem savaş hem diplomasi ile yürütülen mücadele, zaferle sonuçlandıktan sonra…

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilkesi “barış” oldu.

Çağdaş değerler üzerine kurulan Cumhuriyet…

Bölgesel ve uluslararası istikrarın sağlanması için dostluk ilişkilerini güçlendirdi. Genç Cumhuriyetin, dengeli ve akılcı siyaseti sayesinde…

Uluslararası gelişmeler yakından takip edildi…

Böylece, ülke çıkarları için gerekli adımlar… Zamanında atıldı…

Enkazdan çıkan büyük bir ulus, önemli başarılar elde etti.

Çünkü… Başlarında bir dünya lideri vardı.

Kısa bir özet verdim, Kurtuluş Savaşı, diğer deyişle destanı ile ilgili…

Anadolu’yu… Anadolu İhtilali’nin lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü anlatan öylesine çok yazılar, belgeseller, kitaplar yazıldı ki…

Ozanlar, duygularını öylesine güzel şiirleriyle bizlere ulaştırdı ki…

Rahmetle andığım Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun dizeleriyle yazıma nokta koymak istedim;

“…

bu yürek, yetim yürek, yoksul yürek

binbir yerinden yaralı, binbir yerinden yamalı yürek

bir yanı tanrı, bir yanı kul

bir yanı tezek, bir yanı gül

bizim insanlarımız oğul ne zaman gülecek?

Kırmızı gülün alı var

kolay kolay gelir miydi bir Mustafa Kemal

bir Mustafa Kemal yetmedi bre şahin aman

bir Mustafa Kemal daha

bu Anadolu var ya bu Anadolu

bu misli menendi görülmemiş cömert ana

bu her yanı meme, bu her yanı dudak, bu her yanı gül

bu zırnık almadan veren habire veren yediveren gül

bu Anadolu var ya bu Anadolu

bu üç yosma denizde üç defa ıslanan

gürbüz ırmaklar ortasında susuzluktan çatlayan

bu Anadolu var ya bu Anadolu

bu sapsarı sıtma, bu masmavi gurur

ne tosunlar doğurmuş ne tosunlar

bak daha neler doğurur.”