16 Nisan’da yapılan referandum ile partili cumhurbaşkanı yolu da açılmıştı.

Buradan hareketle de, dün Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti Genel Merkezi’de giderek AK Parti’ye yeniden üye oldu.

Böylelikle, fiili durum da resmiyet kazanmış oldu.

Bazıları için kabul edilmesi zor olan böyle bir durum, yeni anayasa değişikliği ile birlikte de geçerlilik kazanmış oldu.

Recep Tayyip Erdoğan’ın liderlik karizmasını tartışmak mümkün değil.

Parti üzerindeki mutlak hâkimiyeti de bellidir.

Cumhurbaşkanı seçilmesi ile birlikte parti yönetiminde ister istemez bazı zayıflamalar görülüyordu.

Erdoğan’ın yerine kim oturursa otursun, aynı verimi ve aynı heyecanı almak mümkün olmadı.

Buna rağmen; yine de partide önemli bir çatlak meydana gelmedi ve suhuletle iş bugünlere getirildi.

Erdoğan, milletin kalbinde taht kurmuş bir lider.

Yönetim anlayışı bakımından farklı düşünen arkadaşları kenara çekildiler.

Kuruluş aşamasında dört eşitten biri olarak görülen Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Abdüllatif Şener şu an Errdoğan’ın yakınında değiller.

Hatta, milletvekili bile değiller.

Erdoğan, tek başına bu işi başarı ile götürdü ve götürüyor.

Son derece kararlı hareket etti ve ediyor.

Düşünebiliyor musunuz; bir devrim niteliğinde kararlar hayata geçirildi.

Hele son anayasa değişikliği ile başbakanlık sisteminin kaldırılması ve bakanlar kurulunun TBMM dışından teşekkülü kolay işler midir?

Yerleşik nizama karşı yalınkılıç bir mücadeledir bu.

Ülkede istikrarın kalıcı olmasını hedeflemektir.

Güvenoyu ve gensoru müessesesinin kaldırılması hükümet krizlerinin kökünü kazımıştır.

Eskiden, devamlı olumsuzluk üzerine bina edilen bir hükümet etme anlayışı varken şimdi ülke kalkınmasının önündeki engeller kaldırılmaktadır.

Muhalefetin “tek adam” ve “diktatörlük” söylemleri millet tarafından nazarı itibara alınmamıştır.

Çünkü; millet Erdoğan’a güvenmektedir.

Yaptığı hizmetlerin üzerine kat ve kat fazlasını koyacağına inandığı için referandumda önünü açmıştır.

 ***

Dün, partili cumhurbaşkanı dönemi de başlamış olurken, bunun taraflı cumhurbaşkanı olarak algılanmaması gerekir.

Nitekim Erdoğan dün AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen partiye üye oluşu töreninde yaptığı konuşmada; 80 milyonun hepsinin birinci sınıf vatandaş olduğunu ve hepsine aynı hizmet anlayışı ile hizmet götürülmeye devam edileceğini ifade etti.

AK Partililerin büyük bir heyecanla bağrına bastığı Erdoğan’ı, 21 Mayıs’ta yapılacak olan olağanüstü kongre ile genel başkan adayı olarak gösterdiklerini de Başbakan Binali Yıldırım açıkladı.

Böylelikle, Türkiye’de yeni bir dönem başlamış oluyor.

Bu yeni dönemde vatandaşlarını huzur ve refahına yönelik daha güçlü çalışmalara imza atılması milletimizin ortak arzusudur.

Erdoğan’ın genel başkanlığında AK Parti’nin yeni ve güzel hizmetleri arttırması da milletimizin duasıdır.

Bazılarının kabul etmesi zor olacak ama artık Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.