Bu sefer klâsik bir miting yazısı yazmayacağım.

Başbakan ne dedi, il başkanı ne dedi konusuna girmeyeceğim.

Bunları zaten haber sayfalarında okuyorsunuz.

Televizyondan izliyorsunuz.

Ben bu sefer “Farklı olan neydi” ona bakmak istiyorum.

Başbakan Binali Yıldırım’ın ilk Bursa mitingine nasıl bir katılım olacağı merak ediliyordu.

Üstelik, bir gece önce “uyuşturucu cenneti” olarak bilinen Hollanda’da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Fatma Betül Sayan Kaya’ya yapılan insanlık dışı muamele de katılımın seyrini etkileyebilirdi.

Günler önceden mitinge davet ile ilgili olarak hem il başkanından, hem belediye başkanlarından ve hem de bazı milletvekillerinden telefon mesajı yoluyla davetler gelmiş, bu mitingin önemine vurgu yapılmıştı.

Mitingin başlama saati 16.00 olarak ilân edildiyse de; şimdiye kadar hiçbir AK Parti mitinginde görülmemiş derece de tam 2 buçuk saatlik bir sarkma meydana gelince, bilhassa piri fani sakallı dedeciklerin ve nineciklerin ayakta durma sınırları çok aşılmış oldu.

En azından, orada saatlerce soğuk altında tir tir bekleyen gerçek dava insanlarından, yaşlı Müslümanlardan bir “helallik” istenebilirdi.

Maalesef bunu düşünen çıkmadı.

Çok fazla bir kalabalık da yoktu ama bir miting için yeterli insan sayısı vardı.

Eski milletvekillerinden Hayrettin Çakmak basın bölümüne gelip mitinge katılanların sayısını sordu basın mensuplarına.

Herhalde O da katılımı az bulmuş olabilir.

18.30 gibi ancak gelebildi Başbakan miting alanına ve akşam ezanı okunurken mitingde anahtar dağıtım merasimi devam ediyordu.

AK Parti mitinglerine gelenlerin ekseriyeti namazlı niyazlı kişiler.

Ancak, bu durum dikkate alınmamış.

Hemen yanı başındaki camiye bile salınmadı millet namaz kılmaları için.

Güvenlik önlemi alıyoruz diye bütün her yeri demir koruganlarla çevirmişler geçirmediler.

Sıkıysa bir yerden bir yere geçin bakalım.

Milletvekillerini bile salmadılar.

 ***

Bu sefer memnuniyet verici bir husus olarak; ilk defa mitingi takip eden basın doğru-dürüst bir yer tahsis edilmesiydi.

Şimdiye kadar kamyon kasalarında üst üste miting izlemeye çalışan çilekeş basın mensupları bu sefer insan yerine konuldular ve huzur içinde çalıştılar.

Mitingin sonuna kadar sınırsız su-çay-kahve imkânı oldu.

Haber geçen muhabir kardeşlerimiz bilgisayarlarından anında yazı yazabildiler. Bunun için konan 6 masa yeterli oldu.

Yeni atanan Basın Yayın Enformasyon İl Müdürümüz Ali Fuad Gölbaşı’nı kutluyorum.

Program boyunca basın mensuplarının yanında olup, yardımcı olmak için gayret etti.

 ***
Mitinde katılanlar yine fakir-fukara, garip-guraba kesimden Anadolu’nun kavruk insanlarıydı.

Zengin taifesinden, tuzu kuru kesimden kimsecikler yoktu her zaman olduğu gibi.

Mesela; Sönmez ya da Çağlar gibi isimleri göremezdiniz bu tür millet mitinglerinde.

Bunu bir ibadet aşkıyla yapan, 80’lik sakallı dedeler, nineler gelir bu mitinglere.

Bir de; gerçekten dâvâ şuuruna sahip gönül ehli gelir daha öğle namazını kıldıktan sonra ve akşam nazmına kadar büyük bir sabır ve sükûnet içinde bekleşirler aç bilaç.

 ***
Tayyip Erdoğan’ın hatipliğini bulamazsınız tabii ki.

Bu da katılımı etkileyen hususlardan.

Başbakan Binali Yıldırım tevekkül ehli, yumuşak meşrep birisi.

Hatta konuşmasının arasına reklâm pardon şarkı bile kondu nefeslensin diye!

Bu da bir ilk olarak dikkatleri çekti.

Kim ne dedi dedi ve sağduyu sahibi vatandaşlarımız görevlerini yapmanın huzuru içinde akşam namazlarını kaçırmamak için evlerini yolunu tuttular.