Fetullah Gülen hareketi, şimdiye kadar görülmedik bir tarzda ve dini cemaat olgusu ile teşkilatlanan bir yapıydı.
Toplumun en hassas noktası da bu değil miydi?
Salya sümük ağlayarak yaptığı vaazlarla milleti kendisine inandırdı ve büyük bir cemaat topladı.
Yurtdışında okullar açan büyük bir hizmet hareketi algısıyla öne çıktı ve bir tek Erbakan Hoca hariç Demirel’inden Ecevit’ine, Özal’dan Çiller’e kadar herkesi bu hareketin faziletine inandırmayı başardı.
Buna askerler ve genelkurmay başkanları da dâhildir.
Bu işin tehlikesini sezenlerin sözlerine ve yazdıkları kitaplara ise inanmadı kimse.
Herhangi bir tedbir aşma ihtiyacı hissedilmedi.
Halbuki, Feto’nun eski kasetlerinde gayesini açıkça anlattığı görülüyordu.
Kendisinin daha 20 yaşında bu düzeni yıkıp yerine başka bir sistem kurmayı hedeflediğini görüyoruz.
Hem de bunu sadece Türkiye ile sınırlı tutmayıp bütün dünyayı kapsayacak büyük bir organizasyon olarak planladığı anlaşılıyor.
 ***
Türkiye’nin okul ve eğitim meselesi halledilmemişken, bütün dünyaya okul açma girişimini başka nasıl izah edebiliriz.
Bizim hükümet etme makamında olan liderlerimiz ise bu işleri hayırlı bir hizmet olarak görüp Feto’ya dokunmadılar ve önünü açtılar.
Yıllar içinde bu yapı askerde, poliste, yargıda, eğitimde ve her sahada dal-budak salıp ahtapotun kolların gibi her yere yayıldı.
Bir emekli vaizin bu işi nasıl başardığı fazla sorgulanmadı.
Kendisini son derece feraset sahibi görenler bile zokayı yuttular.
Yurtdışı okulları ve Türkçe olimpiyatları ile herkesin gözü boyandı.
Çaldıkları sorularla başarı hikâyeleri ön plâna çıkarılarak algı oluşturuldu.
Neticede, yaygın kanaat olarak, bu iş hizmet hareketinin bir başarısı olarak kabul edildi ve görülmedik destek gördüler.
Politikacılar, işadamları, gazeteciler gibi elit kesimleri yurtdışı okulları göstermek üzere gezilere götürdüler.
Ortaasya Türk Cumhuriyetleri’ne götürülüp Feto’nun muhabbeti şırınga edilenler de ortaya çıkarılmalıdır.
Bütün bu yurtdışı gezileri ile şereflendirilenlerin Feto aleyhinde yazmaları da engellenmiş oluyordu.
Görüyor musunuz nasıl bir planın parçası olmuş bu gezilere katılanlar.
Şimdilerde, sağda solda cart curt etmelerine bakmayın siz.
Zamanında bunların hepsi Feto’ya bir şekilde dolaydı yoldan da olsa hizmet etmiş kişilerdir.
 ***
Geldiğimiz nokta itibarı ile anlıyoruz ki; bu “Paralel Yapı” denen ihanet çetesinin hedefi sadece Türkiye’yi ele geçirmek değilmiş.
Okul açıp işadamlarını götürdükleri her ülkede yapılanarak ve yetiştirdikleri öğrencilerle o ülkelerin yönetimlerini da ele geçirmekmiş.
Bunun, dünya çapında, dış destekli çok büyük bir organizasyon olduğunu anlayan anladı artık.
Allah’ın yardımıyla, Türkiye’deki darbe girişimi tankların üzerine çıkan vatandaşlarımız tarafından engellendi.
Ama, bunların ihanetleri çeşitli şekillerde devam ediyor.
En son, Rus Büyükelçisi’ni öldürmeleri ile birlikte tamamen bir terör örgütü oldukları tescillenmiş oldu.
Yakında, başka ülkelerde de darbe girişimlerine kalkışırlarsa hiç kimse şaşırmasın.