Müthiş bir tempo, göbekten ve kanatlardan isabetli –ki rakibin iki katı- verkaçlar, kaleyi gördüğünde atılan şutlar.. Tam bir hücum pres…
Bursaspor istekliydi, iyi de organize olmuş göründü.
Beşiktaş tam anlamıyla şaşkın, bunalmış halde..
Kendi alanına “kalabalık defansla” çekilmiş.. Top kapıp da rakip alana geçemiyor. Orta sahayı aşamıyor.. Özellikle ilk yarıda “Timsah, Kartal’a top göstermedi” desek yalan olmaz!..
Ozan Tufan–Belluschi–Josue üçlüsü bir taraftan oyun kurup, topu kanatlara ya da hücumculara yayarken, bir taraftan da rakip ataklarına izin vermiyorlar.
Bu arada gelen karşı cılız akınlarda Bursaspor defansı kendinden emin..
Beşiktaş, rakip kaleye ilk şutu 35. dakikada Gökhan’la attı. O da öylesine..
Beşiktaş, ilk kornerini de 66. dakikada atabildi.
Varın anlayın Bursaspor’un baskısını..
Bunları neden söylüyoruz?
Beşiktaş gibi bir takıma böylesine hakimiyet kurmak her babayiğidin işi değil.
Bu, Bursaspor’da önemli kazanımlar olduğunu gösterir.
İkinci yarıda “nisbeten hareketli”, hiç olmadı; defansı yine sağlam tutup kontra gol pozisyonları arayan Beşiktaş izledik. Bunlardan 2’sini Harun, muhteşem reflekslerle önledi..
Sonuçta Olcay’ın golüne boyun eğdik..
Ve, sonuçta; umutsuz olmanın da anlamı yok!..
Bu futbolda sadece gol eksikti..
İster “top sevmedi”, “şanssızlıktı”, ne derseniz deyin..
Bu maçta “futbolun adaleti” yoktu..
Şenol Güneş, maç sonrasında “Kaybetmeyi hak etmedik” dedi ve ekledi:
“Biz iyi takımız..”
Bizce de öyle..
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Erdal Nural
Futbolun adaleti!..
İlk dakikalardan itibaren..
Müthiş bir tempo, göbekten ve kanatlardan isabetli –ki rakibin iki katı- verkaçlar, kaleyi gördüğünde atılan şutlar.. Tam bir hücum pres…
Bursaspor istekliydi, iyi de organize olmuş göründü.
Beşiktaş tam anlamıyla şaşkın, bunalmış halde..
Kendi alanına “kalabalık defansla” çekilmiş.. Top kapıp da rakip alana geçemiyor. Orta sahayı aşamıyor.. Özellikle ilk yarıda “Timsah, Kartal’a top göstermedi” desek yalan olmaz!..
Ozan Tufan–Belluschi–Josue üçlüsü bir taraftan oyun kurup, topu kanatlara ya da hücumculara yayarken, bir taraftan da rakip ataklarına izin vermiyorlar.
Bu arada gelen karşı cılız akınlarda Bursaspor defansı kendinden emin..
Beşiktaş, rakip kaleye ilk şutu 35. dakikada Gökhan’la attı. O da öylesine..
Beşiktaş, ilk kornerini de 66. dakikada atabildi.
Varın anlayın Bursaspor’un baskısını..
Bunları neden söylüyoruz?
Beşiktaş gibi bir takıma böylesine hakimiyet kurmak her babayiğidin işi değil.
Bu, Bursaspor’da önemli kazanımlar olduğunu gösterir.
İkinci yarıda “nisbeten hareketli”, hiç olmadı; defansı yine sağlam tutup kontra gol pozisyonları arayan Beşiktaş izledik. Bunlardan 2’sini Harun, muhteşem reflekslerle önledi..
Sonuçta Olcay’ın golüne boyun eğdik..
Ve, sonuçta; umutsuz olmanın da anlamı yok!..
Bu futbolda sadece gol eksikti..
İster “top sevmedi”, “şanssızlıktı”, ne derseniz deyin..
Bu maçta “futbolun adaleti” yoktu..
Şenol Güneş, maç sonrasında “Kaybetmeyi hak etmedik” dedi ve ekledi:
“Biz iyi takımız..”
Bizce de öyle..