Yıllarca bu memlekete yapılanları, yapılmayanları ya da yapılmayanları gençler pek hatırlamaz.
Oysa bizim kuşak, Bursa ekseninde bile baksa yaşanan değişimleri rahatlıkla görebilir. Ama ne hikmetse unutuyoruz. Unutkan bir millet olduk vesselam.
Bakın biz Gazeteciler toplumsal yaşamın tam merkezinde geçmişe tanıklık yaparken, sütunlara taşıdığımız her satırla tarihe not düşeriz. Bugün teknolojinin de gelişimi ile,ortaya çıkan “sosyal medya olgusu” Gazeteciliğin farklı bir kulvara evirilmesinin önünü açtı.Gazetecilerin yazıları haberleri dijital ortama aktarılarak ölümsüzleştiriliyor.
Peki bugün gelinen noktada geçmişi ne kadar hatırlıyoruz?
Burada siyasi düşünceyi bir kenara koyarak,tarihe kısa bir yolculuk yapalım..
Mesela,15 yıl öncesine kadar, ülkedeki enflasyonla birlikte yaşanan istikrarsızlığı, itibarsızlığı ne kadar hatırlıyoruz?
Kayıtlar hala duruyor. Bu ülkede 21 Banka hortumlandı. Bu Bankaları hortumlayan hortumcuların kimler olduğunu biliyor muyuz?
Bugün ülkede kriz çıkarmak “ekonomi iflasta” safsatalarına sarılarak ülkeye karamsarlık pompalayarak siyasi rant elde etmeye çalışanlara soralım; IMF’nin kapısında üç kuruş için avuç açtığımız günleri unuttunuz mu?
Bırakın şehir içini, şehirler arasında köstebek yuvasına dönen yolları,yada ağalara peşkeş çekilen turizm alanlarını,yapılan yolsuzlukları hatırlıyor musunuz?
Yada ulusal yayın yapan bir Gazetenin ortaya attığı haberinin ardından,ülkenin iflasa sürüklenmek istendiği günleri…
Yerele dönelim…
Sanayi kenti mi,Tarım kenti mi,Turizm kenti mi tartışmalarının devam ettiği bir süreçte Bursa’yı hatırlayanınız var mı?
Bundan 13 yıl öncesine kadar yani 2007 yılında nüfusu 2.439.876 olan bugün nüfusu 3.056.120 ye kadar yükselen Bursa’da yaşanan hava kirliliğini,Kestel’den Görükle’ye gitmek için saatlerce beklediğimiz günleri ne çabuk unuttuk.
Antika ama bozuk saat gibi çalışan Belediye otobüslerinde ki mücadelemizi, İstanbul’a gitmek için en az dört saat süren yolculuğumuzu hatırlıyor muyuz?
Koskoca şehirdeki keşmekeşi,verimli Bursa ovasının talan edilişini,oy uğruna gecekondulara,düzenlenen törenlerle tapuların dağıtılmasını..
Bu kenti yönetenlerin dışında birilerinin yönetime el koyduğunu, servetlerine servet kattığı, ardından Bursa sokaklarında gerine gerine yürüdüğü günleri hatırlıyor muyuz..
Devletin kasasından milyarlarca lira usulsüz krediler kullandırılarak birlerinin nasıl servetlerine servet kattığını, zenginleştiğini… Sistemin kendi zenginini yarattığı şeklindeki safsataların arkasına saklanıldığı günleri hatırlıyor muyuz?
İnançlarına bağlı, dindar kesimin “dinci” diye suçlayıp ardından,ikini sınıf muamelesi yaparak nasıl fişlendiklerini hatırlayanınız var mı?
Bugün gücü elinde bulunduran “Dindar” kesimin peşinde yaltaklanan Çağdaş görünümlü ispiyoncuların,o gün ne fırıldaklar çevirdiklerini bilmiyor musunuz?
Demokrasiden,özgürlükten,çağdaşlıktan dem vuranların o gün İnsanların özgürlüklerinin kısıtlanması için gösterdikleri çabaları ne çabuk unuttunuz..
Yoksa bizler unutkan millet mi olduk
Hatırlasın insanlar…
Gençler öğrensin
Bugünkü istikrarı, müspet gelişmeleri engellemek isteyenler hatırlasın.
“Ülkenin önüne nasıl takoz koyarız” zihniyetinde olanlar hatırlasın.
Ülkenin gelişmesini, yapılanları haz edemeyerek, uykuları kabus olan fesat cephesine omuz verenler hatırlasın.
Daha düne kadar ortalıkta “Don Kişot” gibi dolaşan zihniyet hatırlasın.
Fesat cephesinden beslenenler hatırlatılsın…
Belki utanırlar…
Belki susarlar…
