İnsanın özüyle ilgili olan var mı?

Nasıl ki niteliğe değil niceliğe bakıyorsak, her konuda olduğu gibi insanın da biçimi, bir çok konuda belirleyici oluyor.

Şık giyim…

Kadınsa makyaj süperse, kıyafetler de kendini gösteriyorsa…

Erkekse, takım elbise, kravat…

Aklıyla ilgilimizi kesiyoruz.

Hani nasıl mahkemeler ‘iyi hallice’ buluyorsa, toplum olarak da biz, ‘iyi hallice’ buluyoruz.

Çul tamamsa, sorun yok misali…

Herkesin dünyaya ‘nü’ geldiğini unutuyoruz…

Üstündeki çula göre değer veriyoruz…

Oysa…

Görüntüden çok, aklıyla, ahlakıyla ilgili olabilsek…

Tabi ki görüntü önemli ama, o görüntü içi ne kadar yansıtıyor o daha da önemli.

Diyeceksiniz bunca hengame dert arasında, çok mu önemli görüntü…

Maalesef önemli…

Çünkü, bir çocuğun okula ayak basar basmaz, hayatının her anında görüntüsünü önde tutuyoruz.

Genelde bizim disiplin yönetmelikleri de hep kıyafet, saç baş takıntılıdır.

Hiç kimsenin ‘akıl’la ilgisi yok…

Akıl tutulması gibi…

İnsanlık tarihinin ‘dahileri’ gözümün önüne geliyor…

Hepsi birbirinden aykırı tipler… Sanki bu durumu en iyi Einstein’ın dil çıkaran fotoğrafı özetliyor.

Einstein’ın Otistik Spektrum Bozukluğu olduğunu biliyor muyduk?

Tüm dahilerin aykırılıkları, hastalıkları hep önde…

Neyse, çok uzatmadan, Mevlana dizesiyle bitireyim yazıyı;

‘Güneş gibi ol şefkatte,merhamette.
Gece gibi ol ayıpları örtmekte.
Akarsu gibi ol keremde,cömertlikte. 
Ölü gibi ol öfkede ,asabiyette.
Toprak gibi ol tevazuda,mahviyette.
Ya olduğun gibi görün,ya göründüğün gibi ol.’