Milli iradeyi ayaklar altına alma girişiminden günler geçtiği halde o ilk günkü gibi milli duruşa karşı gurur, hainlere karşı öfke duygusu canlılığını korumaktadır.
Meydanlarda bu iki zıt duygu aynı anda yaşandığını bizzat görmekteyiz.
Bu gurur darbe karşıtı herkesime aittir. Meydanlara gelenlerin tek gayesi vatan, millet ve devlettir. Kurtuluş mücadelesi derken bu tarifi son on günü analiz edildiği zaman anlaşılmaktadır. İçeriden ve dışarıdan bunca hainliğin üstesinden gelmek yalnız nişanı “KAHRAMAN” olan bir millet başarabilirdi.
Allahın izniyle öylede oldu. Her geçen gün yeni görüntülerin çıkması ve verilen ifadeler karşısında inanın çoğu vatandaş “Allah’ım sen benim aklıma mukayyet ol” diye dua etmektedir.
İnşallah bu hadise hayırlı şeylere gebe olup, mutlu bir doğumun habercisidir diye dua etmekteyiz. Yıllarca İslamiyet e hizmet etmiş bu aziz millet kaderiyle baş başa bırakılmadı. Bu millet üzerine oyun kurmak isteyenlerin yalnız ve tek ortağı küfürdür. Geniş resme bakıldığında iman ve küfür mücadelesinin cisimleşmiş halini görmekteyiz. Beyler artık karşınızda uyanmış bir halk var. Her şey göz önünde cereyan ediyor.
Gidin hikâyelerinizi ve masallarınızı sizleri dinleyecek kişilere anlatın. En etkin mücadele OHAL ile oluyorsa onunla, şayet olmuyorsa başka bir hal ile yapılmalı ki, devlet kendine gelsin.
Tüm ümmetin tek güvencesi olan bu aziz millet kendi yolunu belirleyecektir. Millet olarak geleceğimiz ve refahımız için her türlü sıkıntıya göğüs germesini, filmin koptuğu yerde sel gibi akmayı da tüm dünyaya göstermiş olduk.
 Sevincimiz o ki, aradan bir asır geçtiği halde Çanakkale ruhunun o günkü gibi canlı olmasıdır. Düşmanlarımız yıllarca o ruhu yıkmak için çalıştığı halde çok şükür muvaffak olamadığını görmekteyiz.
Allah birlik ve beraberliğimizi bozmasın. Ufak tefek meseleleri kendi aramızda hallederiz değil mi?