Dünya kurulduğu günden beri devam eden ve kıyamete kadarda devam edecek olan bir hak-batıl mücadelesi vardır.
Ülkedeki durum da, Bursa’daki durum da böyledir.
Batıl; nefislerin esaret altına aldığı kişilikleri zulüm,benlik,bencillik, sömürü, haksızlık,iftira,yalan,dalavere,düzenbazlık gibi özelliklerle kuşatır.
Bu kişiliklerin hayat felsefesi dünyalıklar üzerine kuruludur.
Yaşadıkları sürece elde ettikleri ya da etmeye çalıştıkları her türlü dünyalıklar, onlar için başarının tatmin araçlarıdır.
Amaç ise her zaman daha fazlasını elde etmektir.
Bunları yaparken de kullandıkları en güçlü silah hiledir. Bunlar her zaman avamın önünde olmuşlardır ve çoğu zamanda istediklerini elde edebilmişlerdir.
Bir de haktan yana olanlar vardır.
Onlarda her zaman doğruluğu,dürüstlüğü,hakkaniyeti,sevgiyi,saygıyı,hoşgörüyü, iyiliği isteyip,zulme,haksızlığa,sömürüye,yalana,talana yüz çevirip,fani dünyanın sonunda ebedi hayat vardır diyerek yaşamayı uygun görmüşlerdir.
Bunlar her zaman sayısal açıdan azınlıkta olup çoğu kez yürüttükleri mücadelede zahiri açıdan yenik ama Batıni yönden galiplerin galibi olarak şereflenmişlerdir.
Bu grubun hilekarlara karşı kalkanı ise her zaman adalet olmuştur.
Bir de tarafsız olanlar vardır.
Nemelazımcılar yani.
Bunlar etliye sütlüye karışmayan tiplerdir.
Aslında marifetleri hem camiye mum yakmaktır,hem de kiliseye.
Böylece kendilerini garantide hissederler.
Bunlar her zaman çoğunlukta olmuşlardır ama mutluluk onlar için tadılası bir duygu olmamıştır.
Bunların ne silahı vardır ne de kalkanı.
Şimdi;
Hayatı boyunca nerde bir zalim görse karşısına dikilene ve nerde bir mazlum görse koruyup kollayana ne mutlu!
Anladınız mı şimdi Recep Tayyip Erdoğan’ın nerede durduğunu,koltuk meraklıları.
Kin ve nefreti içlerinden atamayan yöneticiler…
Bizim yürüdüğümüz yollar dikenlerle örülüdür,ayağımıza batar da canımız acımaz ve lakin yüreğimizi kanatan dikene bakmadan yürüdüğünü zanneden ayaklarımıza pranga vurmaya çalışıyorsunuz…
Gözlerimizin kuru olması yanıltmasın kimseyi.
Erkek dediğin yaşı yüreğine döker de kimselere göstermez.
Hz. Ali kuyulara dökerdi derdini.
Biz ise o kuyuların mestanesiyiz.
Kuyularda boğulmak değil muradımız;gözyaşlarımızı yüreklerdeki derin kuyulara gömmeyi başarmaktır.Bu zorlu mücadelede REİS’e yol arkadaşlığı yapmaktır.
Sizler bunu anlayamazsınız.
Sizlerin gözünü kin ve nefret bürümüş…
Koltuklar size güç veriyor.
Paraya tapar olmuşsunuz.
Hak hukuk Adalet kavramlarını unutmuşsunuz…
Şımarmışsınız…
Vurun ağalar vurun!
Bugün o koltuklarda siz oturuyorsunuz nasıl olsa.
Sahip çıkmaya yeltensek size bırakmazdık dünyalıkları,sahip çıktınız diye benliğiniz şımarmasın ha!
Bu sizin marifetinizden kaynaklı değil,şeytanın hilelerinin sizdeki tezahürüdür.
Bize gelince;adalet kalkanıyla korunmaktan vazgeçmedik ki Rahmani melekelerimiz şeytana teslim olsun…
Size teslim olsun…