Şu an dünyanın en büyük olayı, Suriye’nin Halep şehrinde yaşanan sivil katliamıdır.
Diktatör Beşar Esad’ın kendi halkına karşı yürüttüğü katliam Rusya ve İran’ın desteği ile devam ederken Türkiye’nin gayretleri ile geçen gün geçici bir ateşkes ilan edildi.
Bu göstermelik ateşkesin fazla bir faydası olduğu da söylenemez.
Çünkü; Halep’te, taş üstüne taş, baş üstüne baş kalmadı.
Belki sadece televizyonlara kalsak her şeyi öğrenemeyecektik ama akıllı telefonların çektiği video görüntüleri ile her şey anında dünya ile paylaşılıyor.
Halep şehrinde, tıpkı geçmişte Bosna’daki gibi büyük bir katliam yaşandığını görüyoruz.
Yine Batı sessiz ve seyirci durumda.
Çünkü, Halep’te öldürülenler Hıristiyan değil Müslüman.
Müslüman kanı akması da Batılılar için önemli değil.
 ***
Batlılar için önemli değil de, İslam devletleri için çok önemli sanki?
Görüyoruz işte; Türkiye’nin diplomatik girişimleri haricinde ciddi manada hangi İslam ülkesi ne yapmış?
Hiçbir şey yaptıkları yok.
Geçmişte de ne zaman bir şey yaptılar ki?
Tamamen Batı uşağı idareciler tarafından yönetilen İslam ülkeleri bunun hesabını ödeyemeyeceklerdir.
 ***
Binlerce kilometre uzaktan gelip buralara nizamat veren ülkeler varken, hemen dibindeki İslam ülkelerinin zavallılığı içler acısıdır.
Yüzyıllarca Osmanlı idaresinde yaşayan eski topraklarımızda böylesine bir zulüm karşısında bizim de elimiz kolumuz bağlıdır maalesef.
Halbuki, bizim için Gaziantep ne ise Halep de odur.
Göz göre göre Halep’in haritadan silinmesini izliyoruz ve elimiz kolumuz bağlı.
Onbinlerce sivil Müslüman bebeleri ve dedeleri ile birlikte bütün dünyanın gözleri önünde katlediliyor.
Bu vahşetten kaçabilenlerden 80 bin Suriyeli kardeşimizin Türk sınırına doğru harekete geçtiğini haber alıyoruz.
Tabii ki bunlara da kucak açacağız.
Bunun aksini düşünemeyiz.
Ama, gönül isterdi ki,
Türkiye’nin Suriye’deki bu vahşete el koymasını isterdik.
Milletimizin gönlünden geçen de budur.
Buna rağmen, görüyorsunuz işte; camilerde yardım toplamaktan başka bir şey yapabildiğimiz de yoktur.
Yarın Cuma…
Yine yardım toplanacak.
Toplanmalı da…
Bazı sivil toplum kuruluşları ve belediyeler canla başla gayret gösterip yardım TIR’larını bölgeye ulaştırmaya çalışıyorlar.
Hepsinden Allah razı olsun.
Peki yeterli mi?
Tabii ki yeterli değil.
Büyük Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin buna müsaade etmemesi gerekirdi.
Demek ki, daha o kadar güçlü değilmişiz.
Yapabildiğimiz; en fazla el altından lojistik destek.
Gıda ve battaniye göndermek.
Şüphesiz bu da bir şey ama bizden beklenen çok daha fazla.
Kucağında bebek cesetleriyle çaresizlik içinde tekbir getirerek feryat eden kardeşlerimizin yardımına koşamamak ne ızdırap verici bir haldir.
 ***
Ya Rabbi!
Halep’teki kardeşlerimizin kaderini zavallı ve pısırık İslam ülkelerinin himmetine terk etme.
Bu kardeşlerimize katından bir nusret ihsan eyle.
İslam coğrafyasını kan ve gözyaşından muhafaza eyle.
Vaat ettiğin kurtuluşu tez zamanda nasip eyle.