Hep birlikte tekrar hatırlayalım.

İki binli yılların başında seçimler oldu ve tek başına iktidara gelen şuan ki hükümet partisi daha koltuklara oturmadan bazı kesimler tarafından Türkiye’ye şeriatın geleceğini ve hatta örnek olarak hep İran’ı gösteriyorlardı.

Sonraları bir ara Malezya’ya benzeyeceğimizi sıklıkla dile getiriyorlardı.

O dönemlerde atılan her adımda şeriatın ayak seslerini duyuyorlardı.

Hükümet ise bu reformlara normalleşme dedikçe bazı kesimler anormal oluyordu.

Bayağı bir zaman “şeriat ha geldi ha gelecek” söylemlerle geçti.

Baktılar ki 10 yıldan fazla aynı parti iktidarda olduğu halde şeriat gelmediği, hatta şeriat karşıtlarının artık refleks vermediklerini görünce söylemler bir anda değişti.

Şimdi ise dindar kesimlerin reflekslerini uyandırmak için devamlı surette bugün gelinen noktada toplumun ahlaksızlaştığını devamlı surette her türlü kanallarla suçu şuan ki iktidar olanlara atmaktadırlar.

Hani dün şeriat geliyordu, bugün neden ahlaksız toplum olduk.

Hükümette aynı parti de aynı.

Sınırsız özgürlük isteyen bizler, her türlü ilişkilerin serbest olmasını isteyen bizler, hatta kendilerini sivil toplum görüp yürüyüşlerinde “Evlenmem ama hamile kalırım” “Gençler birbirlerini sevmişler sana ne” ve “velev ki” ile başlayan pankartlarla dolaşan kimlerdi.

Evet bu tip toplulukları ve günlerce taciz, istismar ve tecavüzleri duydukça toplumun ahlaksızlaştığını görmekteyiz. Çözüm mü derseniz, şu anda yok.

Çünkü özgürüz ve her istediğimizi yaparız mantığına sahibiz.

Dindar nesil yetişmesi gerekiyor, genç ve çocuklarımıza sahip çıkalım denildi, şimdi de günlerce bir sapık herifin yüzünden devamlı surette bir Vakıf’ı tacizle yan yana anıyorlar.

Aman Allah’ım memleketimizde ne çok mutfaklar varmış her gün yeni bir şeyler pişirilip servis ediliyor.

Sonuç, toplum olarak her türlü ŞER olan şeyleri atmamız gerekmektedir.