Bir başıboşluk aldı gidiyor ülkemizde. Nereye baksan herkes bildiğini, istediğini yapıyor. Bu cümlelerimden sakın ola ki çevresine saygılı şehir ve köy hayatının adap ve geleneklerine uygun yaşayan vatandaşlarımız alınmasınlar. Sözümüz meclisten dışarı. Sözümüz insanlıktan nasibini almamış, kendi eğlencesini mubah görüp, çevresindekilere işkence denilecek hareket ve davranışlarda bulunan insan müsveddelerine.
Ülke insanım neden bu hale geldi sorusunu birçok kişi soruyor. Aslında cevabı çok açık orta da. Ülkemiz adeta yolgeçen hanı oldu. Her taraftan, her türlü insan gelip yerleşiyor. Sosyal ve kültürel seviyesi çok düşük insan topluluklarından çevre temizliği, kılık kıyafet şıklığı beklemek, güneşin batıdan doğmasını beklemek gibidir.
Son 10–15 yıldır ülke sokaklarımızda ve çevremizdeki başıboşluklar adeta tavan yaptı. Ateşli silahların, havai fişeklerin nerede ve nasıl kullanılacağı kanunlarla belirlenmiş. Ancak kanunlar yazıldıkları sayfalardan ileri gitmiyor. Havaiyi fişekli kutlamalar belediye meclisinin belirlediği yerler dışında yapılamıyordu geçmişte.
Değerli okuyucularım; Bu haftaki yazıma bundan tam 2 yıl önce 28.7.2018 tarihinde sizlerle paylaştığım bir yazımla başladım.Demek ki aradan yıllar da geçse bazı konuların üzerine gidilemiyor.
Sebebi malum; Sakarya Hendek ilçesinde geçen hafta içerisinde meydana gelen havai fişek fabrikasındaki facia, vurdumduymazlara bir atasözümüzü bir kez daha hatırlattı; ATEŞLE OYNAMA. Ben yerle bir olan bu fabrika için zerre kadar üzülmüyorum. O patlayıcılar gereksiz yerlerde kullanılacağına, ülkemizin savunma sanayinde kullanılsa daha iyi olmaz mı? Tekrar yazıyorum, fabrika kullanılmaz hale gelmiş, umurumda değil. İçimizi parçalayan husus ise o masum insanlarımızın ölümleri. Tam 7 can gitti. Onlara Allahtan rahmet, ailelerine baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Eğer ben bir yetkili olsam o fabrikanın bir daha açılıp faaliyetine izin vermem. Ülkemizde ana tüketim ürünleri ithal edilirken; Bırakın bu işin patronları yüksek fiyatlarla dışarıdan ithal etsin, bu işin meraklılarına pahalı, pahalı satsınlar. Bakalım o zaman her önüne gelen evinin terasından havaiyi fişek patlatabilecekler mi? Mahalle bekçileri insanlara kimlik sorup darp edeceklerine, evlerden atılan silah ve havaiyi fişekçileri yakalasınlar. Hiç olmazsa bunu yapanlara kabahatler kanunu uygulasınlar. Kabahatler kanunu çerçevesinde ceza yazma belediye zabıta personelinin yetki alanında.
Bizler bu yazıları kendi kafamızdan uydurarak yazmıyoruz. Çevremizden edindiğimiz izlenimlerimizi bu köşelere taşıyoruz. İnsanımız rasgele her yerde her isteyen bu sözde havaiyi fişek şenliğini ve silah magandalarından gına gelmiş durumda. Her şeye anket yaptıran iktidar, insan hayatını yakından ilgilendiren bu başı boşluk için bir kamuoyu araştırması yaptırsın, bakalım kaç kişi her yerden her zaman, herkes havaiyi fişek ve silah atılmasına ne diyecek.
Bu sıcak havada böyle sıcak bir yazı yazmak istemezdim. Serin ve huzurlu günler için yazmak durumundayız…
