İnsanoğlunun ihtiyaçları pek çoktur. Bu ihtiyaçlarını karşılamak için gece gündüz demeden koşturur durur. Bazılarını karşılar bazıları ise hayal olur. Yıllar geçer ve bedenen yıpranmışlıklar olur, hastalıklar başlar, yaşam ve hayattan lezzet almaz olur. Fani ve yalan bir dünyaymış der ama artık iş işten çoktan geçmiş olur. Yaşanmış koca bir ömür artık onun nazarında gözünü açıp kapama kadar an oluvermiştir.
Yani insanoğlu aslında ne istediğini tarif bile edemiyor. Çünkü sahip olduklarının hep bir sonrası var mı? diye merak içindedir. O düşünce dahi ona rahatsızlık vermektedir. Her şeye sahip olduğunu zan etmesi bile aslında bir zandır. Tam manasıyla sahip olmadığını ve ona ait olmadığını farkına varmasıyla yine onu hüzünlenmeye sevk edecektir.
Evet, her şey bir emanettir. Bir imtihandır. Geçicidir. Belli bir zaman dilimi içerisinde insanoğluna verilmiş bir oyalanmadır. Yaşanılan dünyanın bile bir ömre tabi olmasından anlaşılacağı üzere her şey fanidir. Buna karşı insanoğlunun ruhu baki ve daimi şeylere karşı bir meyli ve hevesi bulunuyor. Kaybolan şeyler onu üzüyor. Asıl olan ise fani olan şeyler üzerine uzun vadede hayal kurmamak ve devamlı elimizde kalacakmış gibi sahiplenmemek gerekmektedir. Dünya ya karşı insanoğlu aslında Cenneti hayal ediyor. Cennet ebedidir. Baki olana talip olmak bu fani dünyadan geçmektedir. Dersimize iyi çalışmalıyız. Yaratıcının emir ve yasaklarına göre hareket etmeli ve bu dünya’yı bir misafirhane gibi görüp ona göre davranmalıyız.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mehmet Ali Akçaseven
İnsanoğlu ne ister?
İnsanoğlunun ihtiyaçları pek çoktur. Bu ihtiyaçlarını karşılamak için gece gündüz demeden koşturur durur. Bazılarını karşılar bazıları ise hayal olur. Yıllar geçer ve bedenen yıpranmışlıklar olur, hastalıklar başlar, yaşam ve hayattan lezzet almaz olur. Fani ve yalan bir dünyaymış der ama artık iş işten çoktan geçmiş olur. Yaşanmış koca bir ömür artık onun nazarında gözünü açıp kapama kadar an oluvermiştir.
Yani insanoğlu aslında ne istediğini tarif bile edemiyor. Çünkü sahip olduklarının hep bir sonrası var mı? diye merak içindedir. O düşünce dahi ona rahatsızlık vermektedir. Her şeye sahip olduğunu zan etmesi bile aslında bir zandır. Tam manasıyla sahip olmadığını ve ona ait olmadığını farkına varmasıyla yine onu hüzünlenmeye sevk edecektir.
Evet, her şey bir emanettir. Bir imtihandır. Geçicidir. Belli bir zaman dilimi içerisinde insanoğluna verilmiş bir oyalanmadır. Yaşanılan dünyanın bile bir ömre tabi olmasından anlaşılacağı üzere her şey fanidir. Buna karşı insanoğlunun ruhu baki ve daimi şeylere karşı bir meyli ve hevesi bulunuyor. Kaybolan şeyler onu üzüyor. Asıl olan ise fani olan şeyler üzerine uzun vadede hayal kurmamak ve devamlı elimizde kalacakmış gibi sahiplenmemek gerekmektedir. Dünya ya karşı insanoğlu aslında Cenneti hayal ediyor. Cennet ebedidir. Baki olana talip olmak bu fani dünyadan geçmektedir. Dersimize iyi çalışmalıyız. Yaratıcının emir ve yasaklarına göre hareket etmeli ve bu dünya’yı bir misafirhane gibi görüp ona göre davranmalıyız.