Rahmetli Özal’la birlikte, milletçe ekonomist olduk…
Mikro, makro…
Önemli değil…
Ekonometri…
Salla gitsin…
Döviz yükseldi, sesler de yükselmeye başladı…
Cari açık…
Türkçesi dış ticaret açığı…
Yorumların bini bir para ama kimse kendine bakmıyor.
Üretmediğin bir malı, tükettiğin sürece, açığa katkı koymaktayız.
Kim mi?
Hepimiz…
Telefonun alası hepimizde…
Arabanın dik alası…
Ahkam kesmeyi çok seviyoruz, ancak hep kendimize ayna tutmaktan kaçınıyoruz.
Şüphesiz sıkıntılı bir dönem…
Seçim atmosferi de bu durumu tetikledi.
Çok fazla etken olduğu da bir gerçek.
Böyle zamanlarda ne yapılır?
Öncelikle moral yüksek tutulur.
Öncelikle daha fazla birlik beraberlik mesajları verilir ki, dönem en az hasarla atlatılsın.
***
Kulp takmayı da çok seviyoruz.
Emekliye bin lira bayram ikramiyesi bile gündem oldu.
Seçim öncesi yapılması bir başka tartışma.
Emekliye hiç sorduk mu?
Haziran’ın ilk günlerinde ödeme gerçekleşecek.
12 milyonu aşkın bireyin eline geçecek o biner liraların ekonomiye getireceği canlılığı düşünen var mı?
Bu para harcanacak bayram üstü…
Esnaf kazanacak, o da harcayacak…
Dolaşan paranın, bayram rahatlığı yaşanacak.
Haksız mıyım?