Her köyde bir deli veya meczup vardır aşağıladığımız ve insan yerine koymadığımız ama bir yerde konuştuğu zaman vay be adama deli diyoruz ama doğru söylüyor valla diye de takdir ederiz.
Bizim bu yazdıklarımızın katılmadığınız tarafına deli zaten deyin katıldığımız yerine de kulak verin.
Öncelikle içte ve dışta zor dönemde geçtiğimiz şu süreçte hem politik hemde ekonomik bir kıskacın içindeyken, birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemde, 31 Mart yerel seçimlerinin yapılması ve seçim nedeniyle ayrışmaların artması ve sert söylemlerin gündeme gelmesi ne kadar doğru. (Bazılarınız seçim demokrasi kültürüdür, bir haktır….diyecek duyar gibiyim. Ama demokrasi kültürünü anlayanlar hakkını bilenler içindir bu savunma.) Birlik derken beraberlik derken tasarruf derken seçimleri yapıp ihtiyacımız olanların tam tersinin yapılacağı bir döneme girmek doğru değil. Bakın kutuplaşma ve israf ister istemez artacak bu da ülkemizin yararına değil. He seçimlerin ertelenmesi mümkün değilse o zaman en azından kırmadan dökmeden ortak değerlerimizden ödün vermeden bir seçim dönemi atlatalım lütfen.
Yine bu dönemde irk, milliyet üzerinden ayrıma müsaade etmeyelim. Kürtlerin güvenliği gibi söylemlere karşı yüz yıldır bu topraklarda Kürt ve Türk olarak nasıl eşit ve birlik içinde yaşadığımızı dosta ve düşmana gösterelim.
Mezhep üzerinden ayrışmalara zemin hazırlatmayalım. Sayın Cumhurbaşkanının liderliğinde başlayan ama sonuçlandırılamayan Alevi açılımına hız verelim. Nasıl bu ülkede Katolik, Ortodoks, Süryani, Protestan kiliselerine ibadethane olarak saygı gösteriliyorsa, bu ülkenin değeri olan vatandaşı olan Alevilerin ibadet merkezi olan Cem Evlerine ibadethane statüsü verilsin. Böylelikle buradan gelecek bölme nifak tohumlarının önü kesilmiş olacaktır.
15 Temmuz hain darbe girişiminin müsebbibi olan hain Fetö terör örgütüne yönelik davalar ve soruşturulmalar sulandırılıyor. Suçu olmayan insanlarda soruşturmalara katılarak, halkın göznünde bu soruşturma ve davalar sulandırılmaya çalışılıyor. Bu nedenle Fetö terör örgütüne sürekli bağış yapmayan, yönetici, idarecisi olmayan, illiyet bağı ile bu örgüte sürekli bağı olmayan bu örgütten nemalanmayan, sadece safhane duygularla bulaşan, çocuklarını okullarına gönderen vatandaşlar mağdur edilmemeli, bu vatandaşların devlet ile barışması sağlanmalıdır.
Vatandaşlarımız arasında şehir efsanesi gibi dolaşan ve büyüyen Suriyelilere harcanan paralar ve Suriyelilerin ülkemizdeki gelecekleri konusunda ciddi bir program ile gerçekler anlatılmalı ve toplumdaki yanlış bilgilerin önüne geçilmelidir. Çünkü bu mesele devlete karşı vatandaşın güven ve inancının kırılması için bazı çevrelerce malzeme yapılmaktadır.
Ekonomik bir darboğazdan geçtiğimiz şu günlerde, ekonomik seferberlik ilan edilmelidir. Yerli malı üretimi ve tüketimi cazip hale getirilmelidir. Bu nedenle üretim yapan tüm firma ve şahıslara KDV ve vergi indirimi yapılmalı, SSK ve Bağkur kolaylığı tanınmalıdır.
Ekonomik saldırılara karşı devletin yanında olunması çağrısı yapılan halka, tasarruf etmesi ko-nusunda yönlendirici ve öğretici programlar yapılmalıdır. Ama halktan tasarruf beklenirken Devlette tasarruf ettiğini açık şekilde göstermeli alım ve harcamalarında maksimum tasarruf sağlamalı ve bunu da halkla paylaşmalıdır.
 
 
               Çiftçinin içinde bulunduğu zorluğu aşması konusunda çiftçiye doğrudan tohum ve gübre desteği verilmelidir. Mazot desteği alım sırasında pompada verilmelidir. Böylelikle bir ülkenin en önemli ihtiyacı olan tarım ürünlerinde yeniden kendi kendine yeten ülke konumuna gelmemiz gerekir. Çiftçinin yerli tohum kullanmasının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
               Ülkemizde her spor dalında uluslararası başarılar elde ettiğimiz bir dönemde hiçbir başarımız olmayan futbola bu kadar harcama yapılması yanlış bir politikadır. Bu bağlamda çiftçi kan ağlarken malını satarken çiftçinin en büyük destekçisi olması gereken Ziraat Bankasının futbol takımlarına sponsor olması, borçlarının yapılandırmasına ön ayak olması doğru bir politika değildir.
               Köyün delisinin söyleyecek daha çok sözü var ama adam yerine koyana, sözünü dinlemek isteyene…..