Çok partili hayata geçtiğimiz zamandan beri ülkemizi karıştırmak için ellerinden geleni yapan batılı ülkelerin bugün de fitne ve fesatları devam ediyor.
Avrupa ve Asya arasında güçlü bir Türkiye istemiyorlar.
Türkiye’de yaşanan bütün darbelerin altında yatan gerçek budur.
12 Eylül askeri darbesinden önceki yılları çok iyi hatırlıyorum.
Sağcı-solcu diye bu milletin evlatları birbirlerini öldürdüler.
Bu işleri tezgâhlayanların dış güçler olduğunu bu gençlerimiz sonradan anladılar.
Hatta, hapishanede iyice düşünme fırsatı bulduklarında kendi kendilerine “Yahu biz ne yapmış, kime hizmet etmişiz?” diye sordular.
Nitekim, hapishaneden çıkanların sonradan büyük bir pişmanlık duyduklarını da gördük.
***
Sağ-sol davası bitip taraflar hapishanelere doldurulunca Türkiye’nin başına yeni bir bela sarılması lazımdı.
Bu sefer de, 1984 yılından itibaren PKK belasını sardılar başımıza.
32 senedir de bu bela ile uğraşıyoruz.
Binlerce askerimiz şehit oldu hâlâ kökünü kazıyamadık.
Avrupa ve ABD PKK’yı “özgürlük savaşçıları” olarak görüyor.
Bu teröristleri ABD ve AB ülkeleri destekliyor ve besliyorlar.
Gayeleri belli:
Türkiye’de karışıklık çıkararak güçlenmemizi önlemek.
Doğdum büyüdüm ülkemdeki anarşi/terör işleri bitmedi.
Türkiye’ye kasteden “dost” görünümlü düşmanlarımızı iyi tanımalıyız.
Burada Sabancı suikastı sanığı Fehriye Erdak Belçika’da elini kolunu sallayarak geziyor.
Aynı şekilde Dursun Karataş ta orada barınmıştı.
Şimdiki kanun kaçakları da, Almanya, Belçika, Hollanda, Fransa gibi AB ülkelerinde barınıyorlar.
AB bir de kalkmış Türkiye’ye ayar vermeye çalışıyor.
Ey Türk düşmanı Batı ülkeleri!
Siz ikiyüzlüsünüz.
Demokrasi havarisi kesilmeniz beyhudedir.
Teröristlere kucak açan, onları barındırıp teslim etmeyen ülkelerde demokrasiden bahsedilemez.
Bunlar sahte demokratlardır.
Ne diye “Ey Amerika, Ey Almanya,…” diye sesleniyor Cumhurbaşkanı Erdoğan?
Teröristlerin üzerlerinden çıkan silahlar sizin silahlarınız diyor.
Söyleyin; siz bizim dostumuz musunuz yoksa düşmanımız mısınız diye haykırıyor.
Şimdiye kadar hiçbir siyasi lider çıkıp bu şekilde ferman okuyabildi mi?
Şimdiye kadar Batılı ülkeler bize ayar veriyordu.
O işler bitti artık.
Cladio Roth’un bir ayağı devamlı doğu ve güneydoğu bölgemizdeydi.
Gelseler ya şimdi…
Milli iradenin temsili makamında oturan zat bir kükredi mi kaçacak delik ararlar.
Avrupa Parlamentosu(AP) aldığı kararla Türkiye’nin AB görüşmelerini askıya almış.
Almazsanız namertsiniz.
Size yalvaracak halimiz yok.
Eski Türkiye yok artık.
Güçlü ve lider bir ülke var.
Siz de bundan korkuyorsunuz zaten.
Artık, İMF’ye borç veren bir Türkiye var.
“Yurtta sulh cihanda sulh” sözünün arkasına sığınan ve hiçbir şeye müdahale edemeyen zayıf ve korkak liderlerin Türkiye’si yok artık.
Şu an orduları yurt dışında savaşan bir Türkiye var.
Binlerce kilometre uzaktan gelip Ortadoğuya nizamat vermeye çalışanlara karşı “Hoop birader bir dakika, burada biz varız. Savaş meydanında da masada da biz olacağız” deme cesaret ve dirayetinde bir Reis var Türkiye’nin başında.
Ve…
O Reisi gözü gibi koruyan bir millet var arkasında.
İşte Batılıların anlayamadığı olay da budur.
Ne anlar materyalist zihniyet bu işlerden.
Bu işlerin manevi boyutları var onların anlamadığı.
Bir Allah dostu, Türkiye’nin Osmanlı’dan bile daha büyüyeceğini söylemiş.
Bizler inşallah lider ülke Türkiye’yi de göreceğiz.
