Maddi hasarlı meydana gelen trafik kazalarında o meşhur “Cana geleceğine mala gelsin” sözü hepimiz tarafından söylenmektedir.

Son günlerde zorunlu trafik sigortasındaki fiyat artışı yüzünden düşük modelli, pahalı sayılmayacak aracı olanlar bir hayli şaşkınlar.

Okurlarımdan almış olduğum mail ve mesajlarda onları bir hayli dertli olduklarını görmekteyim.

İnsanın ayağını yerden kesecek şöyle böyle bir aracın neredeyse bir hane kadar gideri olmaktadır.

Özel araç her zaman lüks olmuştu ve halen yerini kollamaktadır.

Her ne kadar dert yansak da etrafımıza bir baktığımızda ortalama 40 bin civarı araçlardan ne sokak aralarında boş yer var, ne de cadde kenarlarında.

Benzin fiyat artışı, sigortadaki artışlar, yıllık bakım masraflarındaki artışlar ve daha niceleri bizi arabaya olan sevgimizi azaltmıyor.

Hakikaten zengin bir milletiz.

Gerekirse asgari ücretli maaşımızın üçte birini arabamızın masrafına versek bile, direksiyon başındaki o rahatlıya her şey değer diyoruz.

Bir de trafik sorunu olmasa değmeyin keyfimize.

Her gün sabah akşam iş-ev arasında gidiş-dönüş 35 km olan birinin harcadığı benzin ile bu yolu toplu taşımaya tercih etse arasında aşağı yukarı 150 lira gibi fark olmaktadır.

Yapılan aktarmalar ve zaman kaybından dolayı toplu taşımayı zahmet olarak görüp özel aracıyla gitmeyi arzu edenlerin sayısı bir hayli fazladır.

Toplu taşımanın ucuz, ulaşabilirliği ve zaman kaybı yaşatmaması gerekmektedir ki öncelikli tercih edilsin.

Bu konu ayrı bir meseledir.

Sigorta artış konusu sadece gündemdeki sıcaklığı var olduğu için konuşulmaktadır.

Ortada sigortalarınızı attıracak bir durum gözükmüyor.

Vergi sistemi içerisinde Özel Tüketim Vergisi olan mallar lüks tüketimin içerisine girdiği için malum arabada bu lüks tüketimdedir.

Ne diyeyim günlük hayatlarımız lüks olmasa da bazen sahip olduğumuz bir malın lüksü bizi üzebiliyor.

Malın mı var derdin var. Kazasız günler dilerim.