Geçen günkü yazımızda “Bu seçim başka seçim” diye
başlık atmış ve bunun gerekçelerini sıralamıştık.
Akabinde benim de beklemediğim türden “Cumhur
İttifakı”na destek açıklamalar gelmeye başladı.
Hem de, şimdiye kadar hiçbir seçimde aleni olarak
desteklerini açıklamayan İslami yapılanmalardan geldi
bu destek.
Önce Menzil yapılanmalarından Tüm Sanayici ve
İşadamları Derneği(TÜMSİAD), Semerkand Vakfı, Beşir
Derneği ve Genç Kom adına yapılan ortak destek
açıklaması yayınlandı.
Açıklamada;
“ 24 Haziran Genel Seçimlerine giderken;
Bağımsızlığımızı tahakküm altına almaya çalışan her
türlü ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel ve bürokratik
prangalardan kurtulmuş, milli ve manevi değerlerini
muhafaza eden ve geliştiren bölgesinde lider,
ezilenlere umut ve dünya barışının teminatı olacak

Büyük Türkiye’nin inşası en önemli hedeflerimizden
biridir.
Yeni hükümet sisteminin söz konusu hedeflerimize
ulaştıracağına devletin millet için var olduğu esası ile
sadece seçkin ve imtiyazlı bir kesimi değil toplumun
tamamını güvence altına alacağına, vesayet sistemine
son vereceğine, sözü ve kararı gerçek sahibi olan
millete tevdi edeceğine inanmaktayız.
24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili
seçimlerinde Cumhur İttifakı’nı yürütmenin
çalışmalarına güç verecek çoğunlukta bir meclis
yapısını ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğan’ı destekleyeceğimizi duyururuz” ifadelerine
yer verildi.
***
Bundan bir gün sonra ise halk arasında Erenköy
Cemaati olarak bilinen Aziz Mahmud Hüdayi
Vakfı’ndan aynı şekilde bir açık destek açıklaması geldi.
“Aziz Milletimize!” diye başlayan açıklamada;
“Milletlerin ve devletlerin tarihinde öyle karar anları
vardır ki, milletin ve devletin bekası adına böylesi

zamanlarda hak ve hakikatin açıkça beyan edilmesi bir
zaruret olur.
İşte 24 Haziran Genel Seçimleri böyle bir karar ânıdır.
Ülke, millet ve ümmet olarak zor bir süreçten
geçiyoruz.
Mazlum ve mahzun yüreklerin ümidi ve İslam
ümmetinin umudu olan aziz milletimiz, içimizdeki ve
dışımızdaki şer odakları tarafından kuşatılmaya,
parçalanmaya ve çökertilmeye çalışılmaktadır.
Öyleyse bugün ilim, irfan ve akl-ı selim sahibi her fert
ve camianın üzerine düşen büyük bir vazife vardır ki o
da şudur:
Liderliğini Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın
gerçekleştirdiği yönetim, başkanlık sisteminin de
devreye girmesi ile güçlenerek yoluna devam
etmelidir. Zira bu kadro bugüne kadar:
Vatanın birlik ve bütünlüğünü hakkıyla savunmuş, dışa
bağımlılığa dur deyip milli ve yerli sanayiye hız vermiş,
Dinine, vatanına, milletine ve tarihine sadık bir nesil
yetiştirmenin derdine düşmüş,
Ümmetin mazlumlarının yanında olmuş,
İnsan hak ve hürriyetlerini her alanda genişletmiş,

Kudüs başta olmak üzere ümmetin değerlerini
korumaya çalışmış,
Ve haklı olarak ümmetin umudu olmuştur.
Bu umudun devamı için tek yürek halinde bu
yürüyüşün yanında olmayı bir borç biliyor, ümmetin
ve insanlığın maslahatı için gece gündüz çalışan bu
kadroya karşı teşekkür ve dua halinde olduğumuzu
kamuoyuna saygıyla arzediyoruz” şeklindeydi.
***
Said Nursi Hazretleri’nin talebelerinden Hüsnü
Bayramoğlu da “Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin
talebeleri adına” bir açıklama yaparak; 24 Haziran 2018
tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep
Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarını destekleyeceklerini
açıkladı.
Açıklamada;
“ Bediüzzaman Hazretleri’nin talebeleri olarak bizler,
tıpkı üstadımız gibi, vatan, millet, Kur’an, İslamiyet ve
insaniyet namına, Recep Tayyip Erdoğan’ı ve
beraberindekileri muhafazayı ve arkasında
olduğumuzu bildirmeyi ve onları bu hizmetlerinde

desteklemeyi bir vazife biliyoruz” ifadelerine yer
verildi.
***
Dinin cemaatler hakkında az çok bilgi sahibi olan birisi
olarak bu destek açıklamalarını çok önemsiyorum.
Çünkü şimdiye kadar hiçbir seçimde bu denli açık bir
tavır koyuşa şahit olmamıştım.
Siyasetle ilgileri olmayan bu maneviyat önderleri zatlar
tavır koyduysa, meselenin ciddiyeti daha da artıyor
demektir.
Söz konusu yapıların sadece Türkiye’de değil bütün
dünyada çok büyük hizmetlere vesile olduklarını ve çok
büyük bir kitleye hitap ettiklerini söylemeye bile gerek
yoktur.
FETO ihanetinden sonra İslami hassasiyeti olan,
gerçekten Allah rızası için çalışan cemaatlerin bundan
ne kadar zarar gördükleri ve hak etmedikleri şuursuz
eleştirilere muhatap oldukları herkesin malumudur.
Bu açıklamaları ile birlikte, milletin ve devletin yanında
dimdik ve cesur bir davranış sergileyerek tarihi bir
görev icra etmişlerdir.
Kendilerinden Allah razı olsun.