Türkiye eskiden bölgesel politikalara yön veren bir ülke konumunda değildi.
Çünkü iç vé dış düşmanları Türkiye’yi güçsüz düşürmek için ellerinden gelen sinsi plânları ardlarına koymuyorlardı.
Masada olmanız için güçlü olmanız ve şahsiyetli bir politika izlemeniz gerekir.
Türkiye’nin en azından bölgesel bir güç olmasını engellemek için 60 senedir her türlü plân ve tertip yapıldı.   
1960 darbesinden tutun dà 1971 muhtırasına ve 1980 darbesine, 28 Şubatta Sincan’ da tankların yürütülmesine, AK Parti iktidarına karşı e-muhtıra verilmesine, Gezi olaylarına ve en son da 15 Temmuz 2016’da hain ve alçak FETÖ darbe girişimine kadar Türkiye’nin görmediği darbe ve muhtıra çeşidi kalmadı.
***
AK Parti iktidarına kadar darbeler maalesef başarılı oluyordu. AK Parti iktidarı ile birlikte iş tersine döndü ve bu sefer darbe ve muhtıralar yapanların ellerinde patladı.
Gerçek anlamda milli hakimiyet tesis edilmeye başlamıştı.
Millet de eski darbelerin tersine seçtiği liderine sahip çıkarak cesaretle meydanlara koşup darbecileri anasından doğduklarına pişman ediyordu.
Dış siyasetinizin tesirli olabilmesi için iç huzurunuzun olması gerekir.
Şimdiye kadar Türkiye kendi iç işleriyle uğraşmaktan dış politikada etkili olamadı. Masada hiç yoktu.
Erdoğan ile birlikte bu fotoğrafın değiştiğini görüyoruz.
Artık Türkiye dünya dengelerinde önemli bir ülke haline geldi. 
ABD, Rusya, Almanya gibi büyük ülkelerin başkanları s1ıksık Erdoğan ile görüşme yapma ihtiyacı hisseder hâle geldiler. Çünkü Türkiye artık sahada vardı.
Eskiden sadece sahada vardık ama şimdi yapılan ikili ve heyetler arası görüşmelerin yoğunluğundan da anlıyoruz ki Türkiye artık sadece sahada değil masada da vardır.
Geçen gün İzmir’de Kuzey Ege Otoyolu’nun açılış töreninde konuşan Başkan Erdoğan bundan böyle sadece sahada değil masada olduğumuzu herkese göstereceğiz dedi.
Son yıllarda Türkiye’nin bilhassa Suriye konusunda izlediği cesur ve kararlı politika ile masada olmayı da hakettiği görünen bir gerçektir ve bu durum bizim gücümüzü göstermektedir. Nitekim heyetlerin biri gidip biri gelmektedir, çünkü Türkiye’nin şakası olmadığı ilgili ülkeler tarafından da anlaşılmıştır. 
***
Meşhur bir atasözümüz vardır; at sahibine göre kişner diye.
Gerçekten de Erdoğan ile birlikte Türkiye sadece iç politikada başarılı olmakla kalmamış dış politikada da şahsiyetli ve haysiyeti bir duruş sergilemiştir. Bunun karşılığı olarak masada olmayı hak etmiştir. 
Bundan sonra da milletin desteği ile daha ileri seviyede başarılara imza atılacağını söylemek kehanet olmasa gerekir.