Ülkemizin şimdiye kadar istenilen kalkınmayı elde edememesinin altında yatan gerçek sebep milli birlik şuurundan uzak olunmasıdır.
Daha doğrusu belli bir kesimin bundan fersah fersah uzak olmasını kastediyorum. Yurtiçi ve yurtdışı konularda yek vücut olmayı başarsaydık şimdi bambaşka noktalarda olurduk. Tıpkı Japonya gibi.
***
Biz sadece savaş zamanlarında birlik olabilen bir milletiz. Ona bile karşı çıkanları görüyoruz maalesef. PKK’ya karşı verdiğimiz mücadeleye bile karşı çıkanları TBMM çatısı altında barındırmıyor muyuz?
Bütün bunlar bizim milli birlik ruhumuzu zedeleyen unsurlardır. 
Dış güçler hiçbir zaman için bizim milli birlik içinde olmamızı istemezler. 
Onlar için aslolan böl-parçala-yut taktiğini hayata geçirmektir. Bu uğurda şimdiye kadar ellerinden ne geldiyse yaptılar. En son bölücü terör örgütünün eylemleri de ellerinde patlayınca ne yapacaklarını şaşırdılar. Bu sefer Türkiye’nin son derece aktif ve kararlı tutumu PKK terörünü bitirme noktasına getirmiştir. Bu saatten sonra belini doğrultmaları çok zordur. Bu da bizim milli birlik ve beraberliğimizin bir sonucudur.
Milli birlik ve beraberlik sadece teröre karşı kenetlenmekle olmaz.
Ekonomik kalkınmanın itici gücü de milli birlik ve beraberliktir.
Yerli üretimin sahiplenilmesi gerekir.
Bakınız savunma sanayinde yapılanları görüyorsunuz. İHA ve SİHA’lar önümüzdeki en güzel örnekleri. Bu araçların devreye girmesi ile birlikte terörist unsurlara karşı etkimiz çok daha artmıştır.
Bu araçları üreten ekiplerin hepsi birlik ve beraberlik ruhuna inanmış insanlardan oluşmaktadır.
Bakınız ülkemiz son 18 senedir neler ve hangi icraatları ortaya çıkardı. Bu da milli birlik ve beraberlik içinde istikrarlı bir yönetim anlayışının ürünüdür.
***
Türkiye’nin bundan sonra da daha uzun yıllar istikrarlı bir şekilde yoluna devam edebilmesi için birlik ve beraberliğini canlı tutması gerekir. Aksi halde dış düşmanlar ve onların yerli işbirlikçileri (FETÖ) boş durmayacaktır. Bu konularda vatandaşlarımızın etkin ve doğru bilgilendirilmesi gerekmektedir.
İnsanlarımız dostunu düşmanını iyi ayırt edebilecekleri duruma gelebilmeli, yanlış kişi ve oluşumların peşine gitmekten uzak durmalıdırlar.