24 Haziran seçimlerinde büyük bir performans ortaya koyarak CHP’lileri heyecanlandıran Muharrem İnce Genel Başkan olmak için son sürat bastırmaya devam ediyor.
Partisinden daha fazla oy alıp CHP’nin Ecevit’ten bu yana göremediği yüzde 30 çıtasını aşan Muharrem İnce’nin durmaya niyeti yok.
En son olarak Kemal Kılıçdaroğlu ile Ankara’daki bir lüks otelde bir araya gelip 3 saat konuştular ve İnce, açık açık bunu Kemal Kılıçdaroğlu’nun yüzüne ifade etti.
Kılıçdaroğlu’na “Onursal Genel Başkan” olmayı teklif etti.
Ve şu mealde ekledi:
“Partiden çok oy alarak kendimi ispat ettim.
CHP’liler benim genel başkan olmamı istiyorlar.
Uzun yıllar aradan sonra yakaladığımız bu desteği heba etmeyelim.
Gelin kabul edin ve sizi “Grup Başkanı” yapalım. Hep beraber yürüyelim.
Olağanüstü kongreyi siz toplayın.
Ben kesinlikle olağanüstü kongre için imza toplamayacağım.
Size karşı aday olarak da çıkmayacağım.”
Basına kapalı olarak yapılan bu görüşme ile ilgili olarak görüşmeden sonra herhangi bir açıklama yapılmamıştı.
Ancak; dün bu konuda Muharrem İnce’nin açıklamaları oldu.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Muharrem İnce’nin bu teklifine karşı herhangi bir sözü olmamış.
Bir soru üzerine ise Kılıçdaroğlu tarafından olağanüstü kongrenin toplanmayacak olması durumunda CHP örgütünün bu işi halledeceğini net bir şekilde ifade etmekten kaçınmadı.
***
Kim ne derse desin Muharrem İnce bu işi iyi biliyor ve oyunu kuralına göre oynuyor.
Gerçekten de Kılıçdaroğlu’nu köşeye sıkıştırmış durumda.
Aslında bu saatten sonra Kılıçdaroğlu’nun yapabileceği fazla bir şey de yok.
Ancak, ne hikmetse direnmeye devam ediyor…
Bence, etrafındaki eski CHP akıl hocaları kendisine bırakma diyorlar.
Bırakmasın ama partide kazan kaynıyor.
Daha ne kadar işi sürüncemede bırakabilecek ki?
Bence bu iş bitmiştir.
Maalesef Kılıçdaroğlu siyasi topkapı escort mevta haline gelmiştir.
Bunu görmesi ve daha fazla tepkileri üzerine çekmemesi için bırakması kaçınılmazdır.
Ama CHP bu!
Ne zaman ne olacağı belli olmaz.
Bakarsın, Altan Öymen gibi birisini yine başa getirmeye kalkıp partiyi iyice bitirebilirler de…
***
SİYASİ PARTİLER KANUN DEĞİŞMEDEN OLMAZ!
Aslında olayın bir de şu boyutu var:
Siyasi Partiler Kanunu maalesef değiştirilmedi.
Liderler delege oluşumunu kendileri ayarlıyorlar.
Yani, kendilerini seçecek delegeleri seçtiriyorlar.
Dolayısı ile de parti tabanının arzu ettiği isimler bir türlü yol bulup öne çıkamıyorlar.
Taban ne derse desin liderin adamlarının oy vermesi gerekiyor.
Maalesef bu durum bütün partiler için geçerlidir.
Halkın istediği adamlar bu delege oyunları yüzünde başa getirilemiyor.
Sonra kalkıp bir de “Parti içi demokrasi” den dem vuruyorlar. Yok hemşerim yok; Türkiye’de parti içi demokrasi yok!
En kralında da durum böyledir.
Milletvekili aday listelerinin belirlenmesinde de hep aynı şeyleri yaşamıyor muyuz?
En son örneğini 24 Haziran seçimlerinde yine yaşadık.
Partililerin hiç tasvip etmediği birçok isim “hikmetinden sual edilmez” bir şekilde listelerde kendilerine yer buldular. Sonra ne oldu?
Millet kenara çekildi ve gidip çalışmadı.
Oylar da patır patır döküldü gitti.
Bakalım, milletin verdiği bu dersten sonra gereği gerçekten de yapılacak mı?