Hemen hemen her gün yeni bir dolandırıcılık hikâyesi ile güne merhaba der olduk. Yahu biz
mi çok safız yoksa karşımızdakiler mi çok uyanık anlamış değiliz. Yakın tarihimizdeki türlü
türlü dolandırıcılık hikâyesini duyduğumuz halde nasıl oluyor da kanıyoruz doğrusu
bilinmiyor.
Yoksa millet olarak bu tür dolandırıcılara inanmaya müsait miyiz?
Neymiş efendim para kaptıranların kısa vade de paralarını ikiye, üçe katlama gibi hırsları
olduğu içinmiş de falan filan… İyi de hiç mi hırsızın suçu yok.
Adamlar öyle bir projelerle karşınıza çıkıyor ki, akıl ve mantığa uygun, işler bir mekanizma
gösterip ilk etapta yemlemek için vaat edilenleri yerine getirmek suretiyle ağzınıza bir
parmak bal sürmek de diyebilirsiniz ve hop bir anda kurdukları tuzağın içerisinde kendinizi
buluyorsunuz.
Bu tür tiplerden Allah bizleri korusun.
Devlet ne yapsın. Adamlar işe başlarken tüm resmi prosedürleri harfiyen yerine getiriyorlar.
İstenilen tüm evrakları veriyorlar ta ki işin şekli raydan çıkmaya başlayınca yetkililer
vatandaşları dikkatli olmaları noktasında ancak bir uyarı yapıyor ya da savcılık soruşturma
başlatıyor.
80 milyon kişinin içerisinde iyi-kötü, dürüst-dolandırıcıların olması olağandır.
Burada yapılması gereken nitelikli veya sıradan adı her ne ise işin boyutu dolandırıcılığa
giriyorsa cezaların çok acımasız olması gerekmektedir.
İşlenen suçun karşılığı işleyene ödül olarak değil, bir daha aklından böyle bir şeyin geçmesine
izin vermeyecek nitelikte sert olmalıdır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mehmet Ali Akçaseven
Müsait miyiz?
Hemen hemen her gün yeni bir dolandırıcılık hikâyesi ile güne merhaba der olduk. Yahu biz
mi çok safız yoksa karşımızdakiler mi çok uyanık anlamış değiliz. Yakın tarihimizdeki türlü
türlü dolandırıcılık hikâyesini duyduğumuz halde nasıl oluyor da kanıyoruz doğrusu
bilinmiyor.
Yoksa millet olarak bu tür dolandırıcılara inanmaya müsait miyiz?
Neymiş efendim para kaptıranların kısa vade de paralarını ikiye, üçe katlama gibi hırsları
olduğu içinmiş de falan filan… İyi de hiç mi hırsızın suçu yok.
Adamlar öyle bir projelerle karşınıza çıkıyor ki, akıl ve mantığa uygun, işler bir mekanizma
gösterip ilk etapta yemlemek için vaat edilenleri yerine getirmek suretiyle ağzınıza bir
parmak bal sürmek de diyebilirsiniz ve hop bir anda kurdukları tuzağın içerisinde kendinizi
buluyorsunuz.
Bu tür tiplerden Allah bizleri korusun.
Devlet ne yapsın. Adamlar işe başlarken tüm resmi prosedürleri harfiyen yerine getiriyorlar.
İstenilen tüm evrakları veriyorlar ta ki işin şekli raydan çıkmaya başlayınca yetkililer
vatandaşları dikkatli olmaları noktasında ancak bir uyarı yapıyor ya da savcılık soruşturma
başlatıyor.
80 milyon kişinin içerisinde iyi-kötü, dürüst-dolandırıcıların olması olağandır.
Burada yapılması gereken nitelikli veya sıradan adı her ne ise işin boyutu dolandırıcılığa
giriyorsa cezaların çok acımasız olması gerekmektedir.
İşlenen suçun karşılığı işleyene ödül olarak değil, bir daha aklından böyle bir şeyin geçmesine
izin vermeyecek nitelikte sert olmalıdır.