Geçmiş bir yazımda da bahsettiğim gibi futbolun bir spor olmadığını bugün yine tekrarlamak istiyorum. Her ne kadar sporun içinde görünse de futbol, bambaşka bir oyundur.
Ayrıca da çok karmaşık bir bahis oyunudur.
Transfer zamanında ise paraların çuvalla bir yerden bir yere değiştirildiği acayip bir sektördür.
Toplum içerisinde futbolun önemli bir yer tuttuğu ise tartışmasızdır. Kentin takımını tutmak neredeyse bir şehir kültürü haline gelse de çoğu kişilerin ayrıca İstanbul takımlarından da tuttuğu bir gerçektir.
Bizleri ilgilendiren ise şehrin takımı olan Bursaspor’un durumudur. Ligin bitmesine az bir zaman kala bulunmuş olduğu sıralama ve puan durumu kentte yaşayan bu takıma gönül verenleri hayli üzmektedir. En son aldığı mağlubiyet ise bardağı taşıran son damla olmuştur.
Şimdi konuşulan bu takım kümeye düşecek mi, yoksa kalacak mı? Yeni yapılan stadın yeri ve “ne gerek vardı” tartışmaları yeniden alevlenmiş bulunmaktadır. Artık olan oldu ve bu saatten sonra stadın yerini tartışmak gereksizdir.
Kulübün içinde bulunduğu durum ve sportif başarısızlık, ligin başından itibaren değişen teknik adamlar, oyuncuların heyecanlarını kaybetmesi ve birçok gözle görülür yanlışlar an itibariyle takımı bu hale getirmiştir.
Bursa şehrinin lig de oynadığı başka takımı olmadığı için taraftarın tüm umut ve sevdalarını bu takıma bağlamaları gayet normaldir. Taraftarların iyi günde kötü günde hep yanında olmaları bir vefa ise bunu hakkıyla yerine getirmişlerdir.
Futbol bir oyundur. “İyi oynayan kazansın” sözünü sahada futbol oynayarak yalnız gerçekleşeceğini herkes bilmektedir.
Taraftar sadece güzel bir futbol seyretmek istiyordu.
Mücadele istiyordu.
Ruh istiyordu.
Ama olmadı. Umarım arkasında milyonlar sevgilisi olan bir takım kümeye düşmez.
Şayet düşerse inanın sorumlular cadde ve sokaklarda başını kaldırıp yürüyemez hale gelecektir.