SON DAKİKA
Hava Durumu

O GENÇLERE İKİ ÇİFT LAFIM VAR!.

Yazının Giriş Tarihi: 30.03.2020 22:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.03.2020 22:08

Covid-19 çıkınca..
   İlk önlem de, 65 yaş üstü vatandaşlara çıktı.
   İyi hoş da; sınırlama sonrası temel ihtiyaçlarını karşılamak için dışarı çıkan bu vatandaşlara ilişkin sosyal medyadaki çirkin paylaşımlar, yürek burkan davranışlar, rencide eden, küçümseyen sözler, hatta onlara “fazlalıkmış gibi” davranmak konunun sağlık yanında sosyal boyutunu da gözler önüne serdi.
   Yaşlılar hedef haline getirildi, yaşlılık adeta bir hastalık olarak gösterildi.
   Aslında; salgının kuşaklar arası dayanışma, sevgi ve güç birliği ile aşılacağı düşünülmeden..
   Dünyada yapılan resmi açıklamalar; sadece yaşlıların değil bağışıklık sistemi düşük, kronik hastalıkları olan herkesin risk altında olduğunu vurguluyor.
   Bilinmelidir ki bu karar, “asıl taşıyıcı” gençlerden yaşlıları korumak için alınmıştır.
   Asıl dikkat etmesi gerekenler gençlerdir.
   Durum böyleyken; coronavirüs önlemlerinin yaşlılar üzerinden yapılması, onların adeta yük ve diğer insanlara karşı risk oluşturan, gençleri onlara karşı ayrımcı davranışlarda bulunmayla karşı karşıya bırakması da düşündürücüdür.
   Onlar ki; günümüzde çoğu hala çalışıyorlar, sosyal kültürel etkinlikleri yönetiyorlar, aile üyelerine maddi, manevi bakmaya çalışıyorlar. Bu ülkede bugüne kadar üretilen tüm değer ve hizmetler, bugünkü emeklilerin, yaşlıların emeğinin ürünüdür.
   Onları şimdi “hedef tahtasına” oturtmanın anlamı yoktur.
   Ve günümüzde onlar “yaşlı” da değildir.
   Dünya Sağlık Örgütü, 18-64 yaşı genç, 65-74 yaşı orta yaşlı kabul ediyor.
   Onlar; görmüş, geçirmiş, tecrübe sahibi, biraz hayat yorgunu, yaşam mücadelesinde hırpalanmış ama yıkılmamış, hala geleceği, gençleri düşünen insanlardır. Hani şu ‘Bizim Aile’de Yaşar Usta’nın “Beyim, sana iki çift lafım var” diye başlayan tirat, “yük” denilen bir yaşlı insanın sevdikleri uğruna neler yapabileceğini anlatır. Yaşlı denen insandır, aileyi bir arada tutan, gençleri düşünen.. Ya da, Tolga Örnek‘in ‘Senin Hikayen’ filminde, çocukları gibi torununu da büyüten Meral Hanım (Nevra Serezli) gibi kaç babaanne var Türkiye’de bir düşünün. Zeki Ökten‘in ‘Güle Güle’ filmindeki yaşlı denilen insanlar arasında “canlı, kanlı ve dinamik” bir arkadaşlık ilişkisi çoğu gence birer örnektir.
   O gençler unutmasın ki;
   “Yaşlılar geçmişimiz,
   yaşlılık geleceğinizdir”

   Unutmayın ki; sizler de yarının yaşlılarısınız.
   Orson Welles ünlü şarkısı “To be young”da (genç olmak) gençlere şöyle sesleniyor;
   “Ben genç olmanın
   ne olduğunu biliyorum. 
   Fakat sen yaşlılığın
   ne olduğunu bilmezsin. 
   … Bir gün, sende aynı şeyleri
   söylüyor olacaksın. 
   Zaman geçip gidiyor.  
   Hatırlanacak günler olacak 
   Gözyaşı ve kahkahalarla dolu. 
   Yazdan sonra kış gelecek 
   Böylece yıllar geçecek. 
   … Öyleyse arkadaşım,
   gel beraber müzik yapalım. 
   Sen bana yenisini söylerken,
   Ben eskisini çalacağım. 
   Zamanla, senin de
   gençlik günlerin geçerken 
   Zamanlarını seninle
   paylaşan birileri olacak.”

   Sevgiyle, saygıyla..

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.