Koronavirüs salgını nedeniyle neredeyse bütün dünyada hayat durdu diyebiliriz.
Birçok sahada faaliyetler askıya alındı. Bilhassa toplu bulunulan mekanlara daha ilk başta müdahale edildi. Bunların en önemlilerinden birisi de okullardır. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de okullar öncelikli olarak tatil edildi ki bu son derece isabetli bir davranıştır. 
Aynı ortak mekân içinde bulunan öğrencilerin birbirleriyle temasını engelleyemezsiniz.
***
Ne olduysa oldu; yasaklar normal seyrinde yürür ve salgın devam ederken ve henüz aşısı bile bulunmamışken bizim milli eğitim camiasında birden hareketlenme başladı. Eğer doğruysa Haziran başında orta dereceli okulların açılmasına yönelik bazı çalışmalar yapılıyormuş. Sebebi de 8.ve 12.sınıfların gireceği sınavlarmış. Güya böylelikle 8. ve 12. sınıflar sınava motive edileceklermiş. Motive edelim derken başımıza daha büyük işler açmayalım. Eğer bu doğruysa büyük bir hata olur. Okulda çocukların birbirlerinden virüs kapma ihtimali hiç de az değildir. Bu çok çabuk yayılan salgına karşı çocuklarımızı gözümüz gibi korumalıyız. Onlar bizim geleceğimiz, her şeyimizdir. Sonra onların bunu evlerine taşımaları da söz konusu. Aynı şekilde öğretmenlerin durumu da riskli. Bu nedenlerle okulların açılması en son aşamada düşünülmelidir. Zaten velilerin de bu aşamada herşeyi göze alıp çocuklarını bile bile tehlikeye atıp okula göndereceklerini sanmıyorum. 
Diğer taraftan eğer Milli Eğitim Bakanı’ndan böyle bir teklif geldiyse bunun hem Bilim Kurulu’ndan ve hem de Cumhurbaşkanı’ndan onay alacağını sanmıyorum.
***
Şimdiye kadar “Evde kal” diye o kadar emek verildi. Bunun bir çırpıda heba olmasına müsaade edemeyiz.
Çocuklar toplumun en hareketli kesimidir ve böyle olduğu içindir ki 20 yaş altına sokağa çıkma yasağı uygulanmaktadır. Şimdi kalkıp da bunları dışarı çıkarmanın ne âlemi vardır?
Açıkça ifade etmek gerekirse bunu hiç kimsenin göze alma hakkı yoktur. İşin başından beri süreci çok iyi yöneten
Sayın Reisi Cumhurumuzun böyle bir duruma izin vermeyeceğine olan inancımız tamdır.