Lanet olası bu paradan artık korkar oldum. Havadan sallama bir laf vardır “paranla alamazsın, paran yetmez” diye, geç onu ağabey. Ahir zamanda her şeyin bir fiyatı ve yolu vardır, bırak o eskiye ait sözlerini.
Çünkü hayat kısa, yapılacak çok iş var.
Orada takılı kalma, çöz gitsin parayla.
Arada para kelimesi geçince nasıl da bir ikili oluverdi bak. Yazığın harflerine bile hükmeder para…
Asıl mevzua gelelim. Geçen aylarda meşhur filmci, yönetmen ne derseniz deyin adı Sinan olan ve herkesçe bilinen oğlunun alkollü olarak karıştığı kaza malumunuzdur. Kazada polis memurlarından biri ölmüş, diğeri de yaralanmıştı. Kaza bu, herkesin başına gelebilir amenna. Allah korusun.
Benim anlamadığım mesele alkollüsün bilirkişi raporunda da asli kusurlusun. Ölümlü kaza olduğuna göre bu olayda senin yatarın yoksa gideyim ben yatayım dostum. Yok, karşı taraf davayı çekmiş, yok şöyle olmuş, böyle olmuş, anlaşma sağlanmış yani defter kapandı vesselam. İçeri girdi, rüzgâr gibi çıktı. Adı kocaman ADALET olan bu mekanizmayı tam hakkıyla çalıştırırsak ancak vicdanlar rahat eder diye ümit ediyorum.
Anlaşılan o para, bu konuda da önemli rol oynadığına göre geri kalan hangi kapıları açamaz ki. Taraflar arasında helallikler alındığına göre daha biz ne diyelim. Ortada şikâyetçi kalmadığına göre bizde bu konuyu kapatalım diyorum.
Rüzgar Çetin in son sözü, “İnsanları sevdiklerinden ayırdığım için çok üzgünüm”
Benimde sana son sözüm “Alkollü araç kullanma”