Ne güzel de sevinmiştik Korona vakalarının ve ölümlerin azalmasına. Vakalar binin altına ölümler de onlu rakamlarla telaffuz edilir duruma düşmüştü. Yavaş yavaş bu işi sıfırlamaya doğru gidiyoruz ümidi belirmişti bizlerde. Ancak yazın ikinci yarısından itibaren hem vaka sayılarında bir artış meydana geldi hem de ölümlerde.
***
İnsanlarımızda bir yaz rehaveti olduğu inkâr edilemez. Ancak bu durum hepimizin aleyhine. Kendimizi ilk zamanlardaki gibi kontrol altında tutmalıyız. Korona’ya karşı tedbirlerde gevşeme olursa bu virüs daha çabuk yayılır.
Herkes sonbaharda ikinci bir dalganın geleceğini konuşuyor.
21 Eylül’de okulların yüzyüze eğitime açılacak olması da hepimizi kara kara düşündürüyor.
En hassas konu da toplu olarak yapılan eğitim konusu. Hepimizin çocukları var. Okullarda ne tedbir alınabileceği meçhul.
Kanı kaynayan çocukları zaptetmek de o kadar zor. Bütün bu şartlarda hepimiz diken üstünde duruyoruz.
Bu saatten sonra ciddi bir yasaklama geleceğini de sanmıyorum. Artık insanlarımızın Korona ile yaşamayı öğrenmeleri lazım. Hayat devam ediyor ve edecek. Bu şartlar altında ayakta durma mücadelesi vermek zorundayız. Bunun da yolu gevşememek.
Gevşememek deyince neyi anlayacağız?
Maskelerimizi kuralına uygun olarak burnu kapatacak şekilde takmak; sosyal mesafeye uygun olarak toplu mekanlarda bulunmak; hijyene yani bilhassa el ve kol temizliğine dikkat etmek; çok zaruri bir durum olmadıkça dışarı çıkmamak ve kalabalık mekanlarda bulunmamak.
Aksi halde bu salgınla mücadelede şimdiye kadarki bütün kazanımlarımızı kaybederiz.
***
Korona ile yaşamayı sürdürürken sabırlı olmamız gerekiyor. Elbette bunun da bir süresi var ve elbette bu da geçecektir. Kendimizi ümitsizliğe kaptırmayalım. Uzmanların uyarılarına kulak verelim. Aile ve sosyal çevremizi de gerektiği şekilde uyarmaktan geri durmayalım. Diğer konularda olduğu gibi bu salgın konusunda da birlik ve beraberlik anlayışında ve dayanışma içinde olalım.
Hergün yayınlanmakta olan Korona tablosundaki verilerin tekrar düşüşe geçmesi bizim elimizdedir. Bunun reçetesi de devamlı tekrarlanan tedbirlere harfiyen uymaktır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Murat Sevinç
RAKAMLAR ARTARKEN
Ne güzel de sevinmiştik Korona vakalarının ve ölümlerin azalmasına. Vakalar binin altına ölümler de onlu rakamlarla telaffuz edilir duruma düşmüştü. Yavaş yavaş bu işi sıfırlamaya doğru gidiyoruz ümidi belirmişti bizlerde. Ancak yazın ikinci yarısından itibaren hem vaka sayılarında bir artış meydana geldi hem de ölümlerde.
***
İnsanlarımızda bir yaz rehaveti olduğu inkâr edilemez. Ancak bu durum hepimizin aleyhine. Kendimizi ilk zamanlardaki gibi kontrol altında tutmalıyız. Korona’ya karşı tedbirlerde gevşeme olursa bu virüs daha çabuk yayılır.
Herkes sonbaharda ikinci bir dalganın geleceğini konuşuyor.
21 Eylül’de okulların yüzyüze eğitime açılacak olması da hepimizi kara kara düşündürüyor.
En hassas konu da toplu olarak yapılan eğitim konusu. Hepimizin çocukları var. Okullarda ne tedbir alınabileceği meçhul.
Kanı kaynayan çocukları zaptetmek de o kadar zor. Bütün bu şartlarda hepimiz diken üstünde duruyoruz.
Bu saatten sonra ciddi bir yasaklama geleceğini de sanmıyorum. Artık insanlarımızın Korona ile yaşamayı öğrenmeleri lazım. Hayat devam ediyor ve edecek. Bu şartlar altında ayakta durma mücadelesi vermek zorundayız. Bunun da yolu gevşememek.
Gevşememek deyince neyi anlayacağız?
Maskelerimizi kuralına uygun olarak burnu kapatacak şekilde takmak; sosyal mesafeye uygun olarak toplu mekanlarda bulunmak; hijyene yani bilhassa el ve kol temizliğine dikkat etmek; çok zaruri bir durum olmadıkça dışarı çıkmamak ve kalabalık mekanlarda bulunmamak.
Aksi halde bu salgınla mücadelede şimdiye kadarki bütün kazanımlarımızı kaybederiz.
***
Korona ile yaşamayı sürdürürken sabırlı olmamız gerekiyor. Elbette bunun da bir süresi var ve elbette bu da geçecektir. Kendimizi ümitsizliğe kaptırmayalım. Uzmanların uyarılarına kulak verelim. Aile ve sosyal çevremizi de gerektiği şekilde uyarmaktan geri durmayalım. Diğer konularda olduğu gibi bu salgın konusunda da birlik ve beraberlik anlayışında ve dayanışma içinde olalım.
Hergün yayınlanmakta olan Korona tablosundaki verilerin tekrar düşüşe geçmesi bizim elimizdedir. Bunun reçetesi de devamlı tekrarlanan tedbirlere harfiyen uymaktır.