Alı al, moru mor…
Fistanlar…
Çiçekli basmalar…
Desen desen motiflerle süslü kumaşlardan, mutlak bir komşu terzi olur, ona diktirirdi annelerimiz elbiselerini…
Türkiye, Cumhuriyeti, Anadolu kadınının, Orta Asya’nın motifleriyle bezenmişti…
İnce bir çizgiydi aslında, kara çarşaftan kurtulup, rengarenk eşarplarla, basmasıyla, fistanıyla büyüklerimizin görüntüsü…
Ninelerimiz ise yine sade güzel bir örtüyle kapatırdı saçlarını…
Anadolu kadını…
Türk kadınının modernleşmesinin başlangıcıydı.
Ta ki…
Amerika elini uzatasaya kadar…
Şarkılarımıza kadar giresiye kadar…
‘Zeytinyağlı yiyemem aman
basma da fistan giyemem aman’
Maalesef kendi yağlarını bize itelemek için, bu oyunun içine düştük…
Tek tip giyimden kurtulmaya çalışırken, zeytinimizin de değerini unuttuk.
Yağımız zaten unutuldu…
Margarinlerle büyüyen hastalıklı nesil, gözlerimizin önünde büyüdü.
Türkiye’nin ne kadar çıkarına olmayan iş varsa, hep altından ABD çıktı…
Hangi ülkeyle yakınlaştıysak, öyle hamleler yaptılar ya düşmanlaştırdılar ya da o ülkeyi yalnızlaştırdılar.
Tabi bu arada biz de yalnızlığa mahkum olduk…
Ne diyeyim?
Zeytinyağlı da yiyin, basma da fistan giyin.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Funda Kubat
Rengarenkti memleketim
Alı al, moru mor…
Fistanlar…
Çiçekli basmalar…
Desen desen motiflerle süslü kumaşlardan, mutlak bir komşu terzi olur, ona diktirirdi annelerimiz elbiselerini…
Türkiye, Cumhuriyeti, Anadolu kadınının, Orta Asya’nın motifleriyle bezenmişti…
İnce bir çizgiydi aslında, kara çarşaftan kurtulup, rengarenk eşarplarla, basmasıyla, fistanıyla büyüklerimizin görüntüsü…
Ninelerimiz ise yine sade güzel bir örtüyle kapatırdı saçlarını…
Anadolu kadını…
Türk kadınının modernleşmesinin başlangıcıydı.
Ta ki…
Amerika elini uzatasaya kadar…
Şarkılarımıza kadar giresiye kadar…
‘Zeytinyağlı yiyemem aman
basma da fistan giyemem aman’
Maalesef kendi yağlarını bize itelemek için, bu oyunun içine düştük…
Tek tip giyimden kurtulmaya çalışırken, zeytinimizin de değerini unuttuk.
Yağımız zaten unutuldu…
Margarinlerle büyüyen hastalıklı nesil, gözlerimizin önünde büyüdü.
Türkiye’nin ne kadar çıkarına olmayan iş varsa, hep altından ABD çıktı…
Hangi ülkeyle yakınlaştıysak, öyle hamleler yaptılar ya düşmanlaştırdılar ya da o ülkeyi yalnızlaştırdılar.
Tabi bu arada biz de yalnızlığa mahkum olduk…
Ne diyeyim?
Zeytinyağlı da yiyin, basma da fistan giyin.