SON DAKİKA
Hava Durumu

S-400 MÜ? NATO MU?

Yazının Giriş Tarihi: 23.09.2017 00:41
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.09.2017 00:41

NATO’nun açılımı North Atlantic Treaty Organization yani Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’dür.
NATO aslında II. Dünya Savaşı’ndan sonra SSCB’nin yayılmacı politikalarına karşılık oluşabilecek
tehlikelere karşı önlem almak amacıyla 4 Nisan 1949 yılında başta ABD olmak üzere İngiltere, Belçika,
Fransa, Hollanda, İtalya, İzlanda, Danimarka, Lüksemburg, Norveç, Portekiz ve Kanada gibi Batılı
devletlerin (Batı Bloğu) bir araya gelmesiyle oluşturulmuş bir birliktir.  temel amaç üye ülkelerin
dışarıdan gelecek olan tehlikelere karşı askeri savunmasını sağlamak ve aynı zamanda gerek siyasi
gerekse ekonomik ve sosyal alanlarda işbirliği sağlamaktır.
Türkiye’nin 1952 yılında resmen üye olduğu NATO’nun prensibi şu şekilde belirlenmişti; NATO üyesi
ülkelerden herhangi birinin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlık ve güvenliği tehlikeye düştüğünde ya
da dışarıdan bir saldırıya uğradığında diğer NATO ülkeleri bu saldırının kendilerine de yapılmış
olduğunu kabul edeceklerdir.
Ancak gelinen noktada bu prensipten hiç eser kalmamış görünüyor. SSCB’nin parçalanmasından sonra
NATO’yu sıkıca birbirine bağlayan korkunun ortadan kalkmasıyla prensiplerde rafa kalktı.
Son yıllarda Suriye’deki iç savaş sırasında ülkemiz topraklarına atılan mermi ve roketlere sessiz kalan,
hatta bu roketleri atan terör örgütlerine silah yardımı yapan Nato üyeleri bu ilkeyi ve örgütün kuruluş
prensiplerini hiçe saydılar.
Yine 15 Temmuz sonrası ülkemizde gerçekleştirilen darbe girişimi faillerini ülkelerine kabul eden
onlara sığınma hakkı veren Nato ülkelerinin dostluklarına güvenilemez.
Türkiye haklı olarak gerek darbecilerin iadesi gereksede terör örgütlerine silah yardımı yapılmamasını
istemesi üzerine bu sefer de Almanya ve ABD’den silah ambargosu uygulanmaya başlandı.
Düşünün Nato üyeleri yine Nato üyesi olan T.C. ne silah vermiyor. Aynı ülkeler PKK_PYD’ye silah
veriyor, darbecilere sığınma veriyor.
Kendini savunma hakkı olan Türkiye’nin buna karşı Rusya’dan S-400 alması gündeme geldiğinde aynı
ikiyüzlü ülkeler Nato prensiplerine aykırı olduğu gerekçesiyle buna karşı çıkıyor ve Türkiye’yi topa
tutuyorlar.
Ancak yine Nato üyesi olan Yunanistan’ın Rusyadan S-300 füzeleri almasına kimse ses çıkarmamış ve
Yunanistan’da bu S-300 leri almıştı.
Türkiye’nin tam olarak dışa bağımlılığını sona erdirip milli ve yerli silahlarını üretene kadar silah
çeşitliliğini arttırması gereklidir. Rusya’dan Çin’den Ukrayna’dan Fransa’dan silah alıp, kimseye bağlı
kalmamalıdır.
Bu nedenle S-400 lerin alınması çok yerinde bir karar olup, hatta geç bile kalınmıştır.
Artık sadece adı kalan bir anlamı kalmayan bırakın bizi korumayı açıkça bize düşamlık besleyen ve
düşmanlarımız destekleyen Nato’dan ayrılmak dahi olsa sonu, ülkemiz için elzem ve gerekli olan
adımlar atılmalıdır.
Ancak asıl yapılması gereken acilen yerli ve milli silah endüstrisinin geliştirilmesi ve genişletilmesidir…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.