Tıpkı sevginin de en son safhası putçuluk olduğu gibi.
Putçuluğu sadece mutlak güce tapmak gibi görmek yanlış olabilir.
Putçuluk bazen olur ki, güçsüz ve yetkisiz şeylere de tapınabilinmektedir.
Putçulukta sınır yoktur.
İnsanoğlu canlı veya cansız varlıklara ve hatta duygu ve düşüncelere bile tapmaktadır.
Mesela, toplum içerisinde paraya tapanların var olduğu gibi.
Ona sahip olma ve daha fazlası için her yolu mubah görenlerin taptıkları maddi puttur.
Her an ona ibadet edercesine nasıl desteleri üst üste koyarım diye düşünenlerin sahip oldukları putudur.
Bir diğer putçulukta koltuğa tapanlardır.
O dönen koltuk onun için tapınma yeri.
Bu tipler aynı zamanda hastalıklı ruh halindedirler.
O makama gelmek ve orada tutunmak için devamlı surette tapınma halindedirler.
Buna da makam putu diyebiliriz.
Bir başka putçulukta şehvete tapanlardan oluşmaktadır.
Onlar için hiçbir şeyin öneminin olmadığı ve her şeyi kırmızı gören şehvetperestlerdir.
Her türlü kötü emellerine ulaşmak için taparcasına hareketlerde bulunmaktadırlar. Akıl ve muhakemeleri iptal vaziyette toplum arasında dolaşırlar. Bir serseri mayın gibi tehlikelidirler.
Bir diğeri ise dini gurup, tarikat ve cemaat gibi oluşumların içinde bulundukları müritleri tarafında hocalarını putlaştıran kişilerin varlıklarıdır.
Sevmek, muhabbet etmek ayrı bir şey, onu putlaştırmak apayrı bir şeydir. Arada çok hassas bir çizgi vardır. Yeter ki o muhafaza edilsin.
Daha bunu gibi pek çok putları kendi hayatımızda yer açtığımız ölçüde putperestlik yapmış olmaktayız.
İnanın bu putlar bize hem maddi hem de manevi zarar vermektedirler.
Mutlu ve huzurlu olmak istiyorsak sahip olduğumuz içimizdeki putları kaldırıp atmalıyız.
İnsan her şeyi sevebilir ama taparcasına olmaması gerekmektedir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mehmet Ali Akçaseven
Sahip olduğumuz putlar
Her şeyin aşırısı zararlıdır.
Tıpkı sevginin de en son safhası putçuluk olduğu gibi.
Putçuluğu sadece mutlak güce tapmak gibi görmek yanlış olabilir.
Putçuluk bazen olur ki, güçsüz ve yetkisiz şeylere de tapınabilinmektedir.
Putçulukta sınır yoktur.
İnsanoğlu canlı veya cansız varlıklara ve hatta duygu ve düşüncelere bile tapmaktadır.
Mesela, toplum içerisinde paraya tapanların var olduğu gibi.
Ona sahip olma ve daha fazlası için her yolu mubah görenlerin taptıkları maddi puttur.
Her an ona ibadet edercesine nasıl desteleri üst üste koyarım diye düşünenlerin sahip oldukları putudur.
Bir diğer putçulukta koltuğa tapanlardır.
O dönen koltuk onun için tapınma yeri.
Bu tipler aynı zamanda hastalıklı ruh halindedirler.
O makama gelmek ve orada tutunmak için devamlı surette tapınma halindedirler.
Buna da makam putu diyebiliriz.
Bir başka putçulukta şehvete tapanlardan oluşmaktadır.
Onlar için hiçbir şeyin öneminin olmadığı ve her şeyi kırmızı gören şehvetperestlerdir.
Her türlü kötü emellerine ulaşmak için taparcasına hareketlerde bulunmaktadırlar. Akıl ve muhakemeleri iptal vaziyette toplum arasında dolaşırlar. Bir serseri mayın gibi tehlikelidirler.
Bir diğeri ise dini gurup, tarikat ve cemaat gibi oluşumların içinde bulundukları müritleri tarafında hocalarını putlaştıran kişilerin varlıklarıdır.
Sevmek, muhabbet etmek ayrı bir şey, onu putlaştırmak apayrı bir şeydir. Arada çok hassas bir çizgi vardır. Yeter ki o muhafaza edilsin.
Daha bunu gibi pek çok putları kendi hayatımızda yer açtığımız ölçüde putperestlik yapmış olmaktayız.
İnanın bu putlar bize hem maddi hem de manevi zarar vermektedirler.
Mutlu ve huzurlu olmak istiyorsak sahip olduğumuz içimizdeki putları kaldırıp atmalıyız.
İnsan her şeyi sevebilir ama taparcasına olmaması gerekmektedir.