Eskiden bu topraklara biz nizâmat verirdik.
Hicaz topraklarının, Kâbe ve Medine-i Münevvere’nin hâkimi değil ama hâdimi bizdik.
Şam-ı Şerif bizdeydi.
Kudüs ve Mescid-i Aksa bizden sorulurdu.
Şimdi ne kadar acı ve ızdırap verici günler yaşıyoruz.
Gaziantep’in kardeşi Halep şehri bombalanıp yerle bir edilirken, insanlar kadın, kız, çoluk çocuk demeden hunharca katledilip Müslüman kadınların ırzına geçilirken bütün dünya ve zavallı İslâm âlemi hiçbir şey yapamıyor, yapmıyor.
Her dakika sosyal medya üzerinden Halep sokaklarındaki Müslüman cesetlerini içimiz kavrularak izliyoruz.
Halep diye bir şehir kalmadı artık!
Süfyan’ın oğlu zalim Esed, Rusya ve Çin’in yardımıyla Müslümanları acımasızca katlediyor.
Yüreğimiz yanıyor ama yardım konvoyları göndermekten başka bir nane yapamıyoruz.
 ***
Açın, sosyal medyada milletin yaptığı yorumları okuyun.
Vatandaşlarımız, Türkiye’nin Halep’i de kurtarması gerektiğine inanıyorlar.
Ama, maalesef biz müdahil olamıyoruz gerektiği kadar.
Evet; ordumuz oralarda ama katliamlar da diz boyu.
Gönül isterdi ki; Suriye’ye nizâmat veren biz olalım.
Ama, olamıyoruz işte!…
ABD, Çin ve Rusya gibi ülkeler uzaklardan gelip buralarını karıştırıyorlar; biz ise sınır komşumuz ve yüzlerce yıl hâkimiyetimizde kalmış topraklarda bir cacık yapamıyoruz.
O emperyalist devlerle, rica minnet görüşme üstüne görüşmeler yaparak, hiç olmazsa geçici olarak ateşkes ilân edilmesini sağlamaya çalışıyoruz ama ona da uyulmuyor.
Şimdi eskiye nazaran yine iyiyiz.
Tayyip Erdoğan hiç olmazsa çıkıp gürlüyor.
Biz sahada da varız, masada da varız diyebiliyor.
Eskiden olsa, haddine mi bizimkilerin bu çıkışları yapmaları.
 ***
Tayyip Erdoğan ile birlikte Türkiye kendine gelmeye başladı.
Milli ve dik bir duruş izliyor.
Milletin büyük bir ekseriyetinin desteğini aldı.
Hele, 15 Temmuz hain ve alçak darbe kalkışmasına karşı ortaya koyduğu cesur tavırla milletin gönlünde taht kurdu.
Milletimiz, canını ortaya koyarak dünyada eşi görülmemiş bir karşı koyuş gösterdi ABD kuklası Fetö canilerine.
250 vatan evladı gözünü kırpmadan şehâdet şerbetini içti.
İşte, kerameti kendinden menkul hain Feto ve işbirlikçileri bunu hesap edememişlerdi.
Çünkü; geçmiş darbelerde millet kılını bile kıpırdatmamıştı.
Yine öyle olacak zannettiler ve zokayı yuttular.
Şimdi onları ne ABD kurtarabilir ne de AB.
Er veya geç bunun hesabını ipte sallanarak ödeyeceklerdir.
Bakalım, işbirlikçisi ABD, Feto’yu daha ne kadar besleyecek?
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ortaya koyduğu müspet tavır da her türlü takdirin üzerindedir.
MHP’nin desteği ile yeni bir anayasa değişikliği hazırlanıp TBMM’ne sunuldu.
Bahçeli, tam bir milli duruş göstererek büyük prim yapmıştır ve büyük bir ihtimalle de önümüzdeki süreçte Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacağı konuşulmaktadır.
 ***
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen gün önemli bir çıkış yaparak, Anayasa’nın 104’üncü maddesinin kendisine verdiği yetkiye dayanarak, her türlü terör örgütüyle mücadele konusunda milli bir “Seferberlik” ilân etti.
Doğu Perinçek bile bunu destekleyip doğru olduğunu söylerken, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun karşı çıkmasını yine anlayan olmadı.
 ***
Evet dostlar;
Ülkemiz emperyalist devletlerin kuşatması altındadır ve Suriye olayının asıl gayesi de, yine Türkiye’yi sıkıştırmak ve Türkiye’yi vurmaktır.
ABD, Rusya, Çin, İngiltere, AB ve İsrail Ortadoğu’da güçlü bir Türkiye ve Erdoğan istememektedir.
Biz de, bir ABD mandası olmak istemiyoruz.
Bütün mücadelenin altında bu taktik savaş vardır.
Şu an, adı konulmamış bir “2.Kurtuluş Savaşı” vermekte olduğumuz bilinmelidir.
Hem de bütün dünyaya karşı.
Milletimizin bu şuurda olması gerekir.
İşte, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilân ettiği “Seferberlik” bunun içindir.
Bilmem anlatabildim mi?…