

Küresel kriz, üretime veremediğimiz önem, haliyle de reel sektörde, doğal olarak da tüketiciye yansıyan zam ve sonucuna katlanmak zorunda kaldığımız bir hayatı yaşamaya çalışıyoruz.
Bugün tasarruf etmek için çamaşırlarımızı kalorifer peteklerinin üstünde kurutmayın, odanın ısısı düşer ve hasta olursunuz sonra da mücadele edemeyiz.
Dolar kuru üzerinden yaşanan ekonomik krize devlet tasarruf tedbirleri adı altında bir takım önlemler aldı.
Hal bu ki Alman usulünün çoktan Türkiye’ye gelmesi gerekiyordu…
Herkes kendi yediğinin, içtiğinin parasını ödemek zorundadır, yoksa işimiz zor.
İşin esprisi bir yana harbiden bu tasarruf meselesi illa ekonomik krizde mi uygulanır bunu tüm zamanlarımızda uygulasaydık bugün bunları yazmamıza gerek kalacak mıydı?
4 kişilik bir ailede WC sifonu amacı dışında günde bir kez çekilirse, yılda kaç ton su ederi hesap ettiniz mi?
Ben de etmemiştim ufak bir hesap yaptım 15 ton civarında bir rakam çıkıyor.
Tabi bir de 15 ton suyun hesabını da çıkarmak gerekiyor onu da siz hesaplayın ki yavaşça kendinizi hazırlayın ağabeyler, ablalar…
WC’den konu açılmışken Line TV’de WC’ye girenler bilirler aynen şöyle bir not vardır; WC kağıtlarının tasarrufu açısından eğer ağaçlar kesilmese ve kağıt olarak israf olmasa bir sincap ayağını yere değdirmeden Şanlıurfa’ya kadar ağaç üzerinde yürüyerek gidermiş.
Batan bazı şirketler, şirketin neden battığını hesap etmişler, bir de ne görsünler?
Görememişler aslında, çünkü görünmeyen paralar ile olmuş.
Görünmeyen paralar da nedir efendim?
Nakliye gideri, aşırı çay tüketimi artan yemek israfları falan filan…
Ben Bursa’dan sorumluyum, gelin önce bir hedef rakam belirleyelim ve o rakamı tasarruf edebilmek için mücadele edelim.
Yakıt giderlerimizden boşa çalışan elektrikten, toplu taşıma araçlarını kullanmaktan, klima tasarrufundan birçok şeye kadar.
Mesela mahalli idarelerin alacağı ciddi tedbirler; Kamulaştırma maliyetlerinden araç kiralamaya, sosyal yardımlardan makam araçlarına kadar…
Hayatımızın en acı gerçeğidir israf.
Çanakkale’ye gidiyordum, bir mekanda kahvaltı yapmak için konakladık ve kahvaltı sonrası masalarda duran zeytinden ambalajı açılmamış bal, tereyağı her ne varsa çöpe atıldı. Hatta uyarmıştım! Ama ne çare,’ eleman yok dedi abi’ halbuki o tasarruftan kim bilir kaç eleman parası çıkar.
Bir zeytin ağacının ekonomik hikayesi hiç mi anlatılmamış bu insanlığa.
Kuraklıkta, selde felakette en dayanıklı üründür zeytin. Allah göstermesin ülke bir savaş görsün o zeytinin ne kadar önemli olduğunu anlayacağız. Bin yıllık zeytin ağaçlarının nasıl büyütülüp emek verildiğini pek de umursamayız..
Tabi bir de piyasada zammı zamlandıranlar var. Doları bahane edip ticari kural kaide koymadan veriyor mehteri…
Be adam az insaflı ol, bir de bunu muhafazakar ağabeyim uyguluyor.
Ahlaki değerler düştükçe karakterimize zam geliyor.
Demek ki ahlaki değerlerimizi yükseltirsek, karakterimizin kaç para olduğu pek önemli değildir.
H harfi gırtlaktan çıksın.
Hayırlı zamlar…