

Liseli yıllarımdı. Tarih dersine Bursa’nın yakından tanıdığı ve bir dönem Büyükşehirde Genel Sekreter Yardımcısı olan Sabri YALIN hocamız giriyordu. Bir gün ders sırasında arkadaşımız Osmanlı devleti ile ileri geri laf edince Sabri hoca o iri cüssesiyle hızlıca yanına giderek “Sen ne konuştuğunun farkında mısın, sana bir Osmanlı tokadı yapıştırırsam camdan dışarı uçarsın” diye hiddetli çıkışıyla ortalık bir anda buz kesmişti. Oysaki o güne kadar hocamızın hiddetli yüzünü görmemiştik. Hep sakin, yumuşak ve lokum gibi olduğunu biliyorduk. Demek ki kızınca soyadı gibi Yalın olduğunu o gün öğrenmiştik. Kısa bir süre sonra da öğretmenliği bırakıp bürokrat olmuştu. Şuanda kendileri emekli olup halen gönüllü olarak Kent Konseyinde çalışmalar yürütmektedir. Bu anıyı yıllar geçse bile hala daha dün gibi hatırlarım.
O dönemin lise yıllarıyla bu dönemin lise yılları artık çok farklı. Eskiden öğretmenden dayak yediğimizi babamıza söylesek birde babamız döverdi. Şimdi ise öğrenciler öğretmen dövüyor ya da bıçaklıyor. Her ne ise bu işin diğer boyutudur. Asıl konu bu yıl okullarda yapılan mezuniyet törenlerinde bazı liseler okul idarecilerini protesto etmişlerdi. Müdüre sırtını dönmenin karanlık- aydınlık meselesi haline dönüştüğünü gördük. Bu liseliler aydınlık değerler (ne ise) savunuyoruz diye toplumsal birliktelik ve kitlesel hareket oluşmasını arzu ediyorlar. Yani bu sefer ağaç demiyorlar. Kısacası bu sırt dönmekten yeni bir gezivari olayı denemek hevesindeler. Yine birileri bu çocukları öne sürüp C ve D planlarını uygulamak istiyor. Artık çocukları kullanmaktan vazgeçin. Amaç eğitim sistemi üzerinden bağcıyı dövmek gibi gelmektedir. Çocuklar üzerinde kutuplaştırma oluşturmak tehlikeli bir oyundur. Velilerin bu oyuna gelmemeleri gerekmektedir. Çocuklar için aydınlık gelecek diyerek geleceklerini karartmayınız. Yıllarca kılık kıyafet yüzünden çocukların eğitimden alıkoyulurken hiç meydanlara çıkıp “bu çocuklarında okumaya hakkı” var demediniz. Bugün kalkıp karanlık- aydınlık oyunu oynamayı bırakın. Bize asıl meseleyi kısa anlatın. Çocuklar lütfen oyuna gelmeyin yoksa sizi Sabri hoca söylerim haberiniz olsun.