Siyasetçinin rehberi

Anadolu…

Farklı kültürlerin iç içe geçtiği, harmanlandığı…

Tarihin her döneminde dayanışma düşüncesinin hakim olduğu…

Derdini, sevincini, hüznünü, umudunu…

Ozanların şiirle, aşıkların türkü ile dile getirdiği ana yurdumuz.

Tarih boyunca farklı medeniyetleri bağrına basan Anadolu insanı…

Farklı inanç ve kültürle barış içinde, bir arada yaşama konusunda sorun yaşamadı.

Ötekileştirmenin sıkıntılarını hep birlikte yaşadıkları için…

Dışarıdan müdahaleler olmadığı sürece…

Birlikte huzur içinde yaşamayı bilmiştir.

Bereketli Anadolu topraklarında, farklı kültürlerden insanlar yetişmiş…

Anadolu’ya ait olmanın hissiyatı içerisinde, öz yurdunda yaşamaya devam etmiştir.

Anadolu kültürüyle yetişmiş her insan; siyasi veya günlük sohbetlerinin bir yerinde, “yeter ki insan olsun” sözünü mutlaka sarf eder.

Çünkü; halkı, ayrıştırmanın hiçbir yarar sağlamadığını…

Hatta, telafisi uzun yıllar alan bir tahribata yol açtığını bilir.

Bu duyarlılığa, özellikle siyasetçilerin sahip olması çok önemli.

Zaten, siyasetin amacı; toplumda bulunan çeşitli din, fikir, mezhep ve kültürlere mensup yurttaşları, ortak bir paydada uzlaştırmak değil midir?

Siyasetçiler; toplumsal barışa katkı sağlayacak, ortak bir dil geliştirmeli…

Çoğunluğu koruduğu gibi azınlığı da korumalıdır…

Siyaset, amacı doğrultusunda yapıldığı takdirde toplumsal barışa ve sosyal bütünlüğe katkı sağlar. Siyasetçilerin yanı sıra, yazılı ve görsel basın organlarının da; ayrıştırıcı söylemlerinin; toplumsal huzursuzluğa neden olduğunu iyi bilmeli ve bu konuda hassasiyet göstermeli.

Kişi veya kişilerin; dini inancına, mezhebine veya etnik kimliğine vurgu yapılması, ülke barışına yapılan bir tehdit olduğunu bilmeli.

Hangi düşünceye sahip olursa olsun, hangi siyasi partiye mensup olursa olsun;

Hiç kimse inancından dolayı yargılanamaz.

Kimliğinden dolayı açıklama yapmak zorunda bırakılamaz.

Beğenmiyorsan, eleştirirsin. Karşı proje veya söylem geliştirirsin. Birlikte yaşamanın sağlıklı bir şekilde oluşabilmesi için kültürümüzün karakteristik özelliklerinden biri olan hoşgörü’yü, bir temel değer olarak kabul etmeliyiz.

Barışın, huzurun sağlanması için, başta siyasetçiler olmak üzere, toplumda öne çıkmış herkes, üstüne düşen görevi yapmalı.

Öz kültürümüz olan, Anadolu kültürünü iyi tanımalı.

Kısacası; siyasetçinin rehberi, Anadolu insanı olmalıdır.