Şehrin girişleri son derece önemlidir. Bilhassa kente yeni gelenler için akıllarda kalan o ilk görüntüler hiç unutulmaz olur. Aradan yıllar geçse bile insanlar birbirlerine anlatırken ilk önce o şehrin girişlerinden söze başlarlar.
Şehrin girişleri bir nevi vitrindir. Siz kent merkezlerini istediğiniz kadar güzel ve cazip yapsanız bile ilk puanı o kent girişlerinden alırsınız. Kentimizin konumu itibariyle üç kapıdan girişi varsayılmaktadır.
İzmir yönü, İstanbul yönü ve Ankara yönüdür. Gerçi şehrin hızla büyümesinden kaynaklanan sınır kayıpları yaşadığına şahit olmaktayız. Eskiden İstanbul yönünden gelenler neredeyse Beşyol’a gelinceye kadar Bursa’ya geldiğini bilmezken, şimdi ise bu sınır Orhangazi’ye kadar çekilmiş oldu.
Bizi sevindiren ise bu günlerde İstanbul yolunun büyük bir değişim sürecine girmiş bulunmasıdır. Yıllarca bu cadde araba tamircilerinde kurtulamamıştı. Yapılan yeni sanayi sitelerine rağmen bu tamircileri yerinden kimse kımıldatamadı.
Şuanda T2 hattı ve yapılacak Beşyol kavşağı ile bu caddenin çehresini değiştireceğine artık inanıyorum. Buttim ile Kentmeydanı arası sağlı-sollu yol güzergâhında bulunan binalar zamana uygun projelerle hayat bulması gerekmektedir. İstanbul’dan gelenlerin şehir merkezine girerken ilk gözüne buraları çarpmaktadır.
T2 hattına ait durak istasyonları ve şuanda halkın seçimine sunulan birbirinden güzel üstgeçitler kente ayrı bir hava katacaktır. İstanbul yolunu biran önce bu yeni yüzüyle görmek istiyoruz.
**
Bir vesile ile yaptığım şehirlerarası yolculuğumda arka koltukta oturuyordum. Seyahat esnasında sohbet ettiğim muavin, yıllarca atanamayan Türk Dili ve Edebiyat mezunu olduğunu söyledi. Öfkesi çalınan KPSS soruları içindi.
Öğretmenlik hayallerini çalan hırsızlara ettiği ahları bir duysanız şaşarsınız. Anlaşılan o ki bunun gibi kim bilir kaç kişinin ahlarını aldıkları için duvara tosladı bu ihanet şebekesi.
Ne diyelim eden bulurmuş.