Büyükşehir hatta süper şehir statüsünü kazanmış bir kentin,söz sahibi olan yöneticileri attıkları her adımın devamını da hesap etmek durumundadır.
Bu yapılmadığı takdirde,ilerleyen günlerde ciddi sıkıntıların da ortaya çıkması kaçınılmaz olur.
Özellikle Büyükşehir tarafından alınan kararların mutlaka ama mutlaka toplumla paylaşılması,hatta tartışmaya açılması hem yöneticilerin hem de topluma yararına olacaktır.
Düşüncelerini açık seçik ifade eden ve bunu toplumla paylaşan yöneticiler,her zaman ilgi görmüş ve başarılı olmuştur.
Bu benim şahsi düşüncem..
“Ben yaptım oldu” zihniyetinden sıyrılarak,düşüncelerini yalpalamadan ifade eden ve bunu toplumla paylaşan yöneticiler,başarılarına başarı katmıştır.Bunu en bariz örneğini ölümünün 10’ncı yılında rahmetle andığımız rahmetli Hikmet Şahin vermiştir.
Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’in yakına ait,villanın yıkım kararının ne denli “adaletli” olduğunun,tartışıldığı bir günde,yıllarını devlet idaresinde geçirmiş önemli bir yöneticiyle sohbet ederken,bir konuya dikkat çekti.
Aynen şu ifadeleri kullandı:
“İç ve dış mihrakların topyekun saldırmasına rağmen,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu kadar başarılı olması,aradan bunca yıl geçmesine rağmen gücünden hiçbir şey kaybetmemesini tek nedeni,aldığı kararları toplumla paylaşmasıdır.Hatta,tartışmaya açmasıdır.”
Ne zaman ki,vatandaşı ilgilendiren bir konuda karar alınacak,mutlaka kamuoyu araştırması yapıldığı ve tartışmaya açıldığı herkes tarafından bilinen bir gerçektir.
Burada önemli olan ortak akıldır.
Bugün,Ak Parti Nilüfer İlçesinin AKP’li İlçe Başkanı Ufuk Ay’ın girişimleriyle yıkım kararı alınan  o tartışmalı Villa’dan bahsetmek istiyorum..
Sonbaharın son günlerinde,havaların aşırı ısınmasıyla birlikte alınan yıkım kararının uygulamaya konulması herkes gibi bana da ilginç geliyor.
13 Kasım’da kaçak olduğu gerekçesiyle söz konusu Villa yıkılarak yerle bir edilecek miş.
Buraya kadar her şey normal diyelim.
Normal olmayan ise,hükümetin çıkardığı kanunla aldığı “Yapı kullanma izni” iptal edilen villanın alel acele yıkılması yönünde karar verilmesi.
Ayrıca,gerekçe de Villanın kaçak olduğunu Google haritalarından tespit edilmiş olması.
Başka kanıt yok..
Buna rağmen,Bakanlık somut delil talebini yinelediği halde,binanın “yapı kayıt belgesi” iptal ediliyor.
Nilüfer Belediye encümeni kararından haberdar olduğu halde,Büyükşehir tarafından tutulan zabıtla ışık hızında işlem yapıp, kendi encümeninde karar aldırıyor.
Aslında yıkım işi İlçe Belediyelerinde..
Nilüfer Belediyesi,konu mahkemeye intikal ettiğini gerekçe gösterip sürecin tamamlanması yönünde karar veriyor.
Yani mahkeme kararı çıktığında yıkım işinin kendileri tarafından yapılacağı ifade ediliyor.
Büyükşehir ise gönderdiği yazıda 13 Kasım’a kadar süre tanıyor.Buna rağmen önceki gün kepçeler Villanın önüne dayanıyor.Yer sahibi “bana gelen yazıda 13 Kasım’a kadar süre tanındındı” ifadelerini kullanmasına rağmen,işlem yapan görevli “Ben talimatlara uyuyorum” diyor.
Şimdi soruyorum;
Olay mahkemeye intikal etmesine rağmen,iki Belediye Başkanını karşı karşıya getirilmesinde kim siyasi rant elde etmeye çalışıyor?
Yada,Başkan Alinur Aktaş’ı zor durumda bırakmak için birileri oyun mu oynuyor” şeklinde mırıldanmalar Ak Partiye gönül veren partililerden geliyor.
Anlam vermek mümkün değil.
Kendine siyaseten alan açmak,önümüzdeki seçimlerde koltuğunu korumaya çalışan Ufuk Ay ve bazı AKP’liler tarafından,yeni bir siyasi tartışmanın fitilimi ateşlenmek isteniyor..
Çünkü ortada evlere şenlik bir durum var.
Birileri mutlu olacak diye, yıllarca bu memlekette dillerden düşmeyen “verdimse ben verdim” Demirel zihniyetinin sergileniyor olması ciddi tepkileri de beraberinde getiriyor.
Bu kentte yaşayan herkesin ortak paydası Bursa’nın selameti ve Bursa’da yaşayan insanların huzuru ise,samimiyetinden zerre kadar şüphe duymadığım Başkan Alinur Aktaş bu durumu müdahale etmelidir.
Bursa gibi yaklaşık 3 milyon nüfusu olan bir şehirde yapılacak uygulamalar, tartışmaya açılmalı ve tartışılmalıdır.
Birilerinin keyfiyeti yada işgüzarlığından,vicdanlar susturularak,insanların mağdur edilmesinin,izah edilir bir tarafı yoktur.
Unutmayalım;
Bir yerde adaletsiz bir uygulama varsa insanlar “zıvanadan” çıkar.
Ancak bu yaşananların da bir faturası vardır.
Bakalım fatura kime kesilecek..