Tarihi seçime bir ay kala AK Parti teşkilatları teyakkuza
geçti.
Bu mübarek Ramazan ayının manevi havası da
çalışmalara ayrı bir renk ve heyecan katıyor.
Bu seçimlerin normal bir Cumhurbaşkanı ve milletvekili
seçimleri olmadığı konusunda genel bir kanaat oluşmuş
durumda.
Türkiye, ya şahlanışını sürdürecek ya da eski köhnemiş
zihniyetin prangalarına mahkûm olacak.
Bunun başka türlü izahı yoktur.
Bütün gün vatandaşlarımızın içerisindeyiz.
Çoğunlukla, sağduyu sahibi insanlarımız ne olup
bittiğinin farkındadırlar.
Bu konuda sıkıntı yoktur.
Erdoğan liderliğinde Türkiye’nin zincirleri kırmaya
devam etmesi isteniyor.
Bu noktada ekseriyet itibarı ile bir bişrlik ve beraberlik
oluşmuş durumda.

Gerek genel merkezin ve gerekse de taşra teşkilatların
bu saatten sonra yanlış yapma lüksleri yoktur.
Bütün dünya bir araya gelse ve her türlü fitneyi
ateşleseler dahi durmak yok, yola devam…
Ne doların fiyatı ve de bilmem ne hiçbir şey bu mazlum
milleti tarihi yürüyüşünden geri bırakamaz.
Her türlü nefsi istek ve arzular, en azından bu bir ay için
ayaklar altında ezilmelidir.
Ben yok, biz varız şuuruyla hareket edilmelidir.
Mazeret üretilmeyip çözüm üretilecektir.
İnsanlarla sımsıcak temaslar kurulmalıdır.
Bu davanın aslında ne olduğu, dava şuuruna sahip
kişiler tarafından çarpıcı bir şekilde ortaya konulacaktır.
Eski yeni demeden bu davaya inanmış herkesin ortaya
çıkıp bütün vip escort milleti var gücüyle kucaklaması lâzım.
Kırgınlık ve küskünlükleri bırakıp, milletimizin ve
mazlum milletlerin hayrı için bu kutlu yürüyüşü gelin
daha ileriye taşıyalım.
Hiç kimsenin nefsini öne çıkarma zamanı değildir.
***

İşte buradan sesleniyorum:
Ey bu partinin ilk kurucuları!
Ey eski milletvekilleri!
Ey yıllarca hizmet etmiş il ve ilçe başkanları!
Belediye başkanları!
Mahalle başkanları!
Kadın ve gençlik kolları başkan ve yöneticileri!
Ayağa kalkın ve öne atılın!
Üstadın ifadesi ile “Kim var?” dendiğinde; hiç sağa sola
arkaya bakmadan “Ben varım” deyip fırlayın ileri.
Bu, hepimiz için tarihi bir mecburiyettir.
Aramızda hâlâ metal yorgunluğunda olanlar varsa;
onları uyandıralım ve bu kutlu yürüyüşe katalım.
Bir nal bir atı kurtarır; bir at bir yiğidi kurtarır ve o da bir
milleti kurtarır.
Ey Ulubatlı Hasan’ın hemşerileri!
Size yatmak yakışmak.
Silkelenin ve hedefe kilitlenin.
Yürüyeceksin; millet yürüyecek arkandan.

Sana selâm getirdim Ulubatlı Hasan’dan.
***
Uykunun haram olduğu zamanlar vardır.
İşte öyle bir zamandayız.
Kalkın arkadaşlar!
Şurada sayılı günler kaldı.
Bırakın törenleri filan!
Çıkın sahaya, başlayın o kavruk ve mazlum insanlara
sarılmaya.
Girin tarlalara.
Aşk ve şevkle kucaklayın insanlarımızı.
İnsanlar sizdeki o inanmışlığı ve adanmışlığı görsün ve
hissetsin.
Coşkuyla koşun insanlara ve onlara güven verin.
Eğer siz yanmazsanız karşınızdaki insan da yanmaz.
Sizler aynı zamanda muhabbet götürün gittiğiniz
yerlere, köylere, mahallelere ve evlere.
İnanmış adamlar, gün bu gündür; haydi ya “Allah
Bismillah” deyip düşün yollara…