Trafik kazaları, kaza olmaktan çıktı, cinayete dönüştü sanki.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde, yeni yeni şiddet haberleri yüzümüzde tokat gibi patladı.
‘Kendisinden ayrılmak isteyen karısına ateş eden adam, çocuğunu vuruyor.’
Neresinden tutsan elimizde kalıyor.
Yeni öneriler, teşhisler, çare arayışlarıyla günleri, ayları, yılları tükettik, sonuç hep aynı.
Tüm açmazlarımızın çözümü eğitimde yatıyor, ne yazık ki bu alanda da o kadar çok sınıfta kalıyoruz ki, eğitim sistemimiz var diyemeyiz, yaz-boz tahtasına dönmüş, öğrenciyi, veliyi, öğretmeni şaşkına çevirmiş eğitim sistemsizliğimiz var.
Örneğin Fen.
İnceleyin, 6.sınıf konusu bu sene 8.sınıfa konmuş, 8.sınıf konusu 7’de gibi.
Kim oynar bunlarla anlamış değiliz.
Bir de işin başka yönü, sürekli oynanan sınav sistemleri.
Bugün var, yarın yok.
Yarın yoksa, bugün olmayacağının garantisi yok.
Allah, öğrencilerin, velilerin, öğretmenlerin akıl sağlığını korusun.
Eğitim sistemi düzelmedikçe, süreklilik, istikrar sağlanmadıkça, öğretmen yetiştiren kurumların kalitesi yükseltilmedikçe, ne kazaların ne de şiddetin önünü alabiliriz.
Fark etmemiz gereken, yaşadığımız olumsuzlukların tamamına yakınının eğitimle ilişkili olduğunu görmemiz.
Sürücü hızla otobüs durağına girip, yolculara çarpıyorsa,
Alkollü araç kullanıp birilerinin ve kendi hayatını tehdit ediyorsa,
Bunların birebir eğitimle ilgili olduğunu görmemek için ‘aklımızı’ emanete vermemiz gerekir.
İçinizi karartmak istemiyorum tabi ki.
Ucuzlayacak suyumuz, ulaşımımız moral olsun.
Darısı diğer alanların başına diyelim.
Asgari ücretliden vergi dilimini aşıyor diye yapılan kesintiyi de sineye çekelim.
Ne yapalım, her şey vatan millet uğruna, bize düşün de bu.