Üzerinde bulunduğumuz coğrafyanın en güçlü ülkesi olarak Türkiye’nin kalkınma yolu dost ve kardeş ülkeler için de bir örnek teşkil etmektedir.

Çevremizi kuşatan ülkeler bizden her yönden güçsüz ülkelerdir. 

Türkiye hem nüfus ve hem de kaynakları bakımından komşularımızdan tartışmasız bir üstünlüğü vardır.

Buna rağmen elin görün ki AB’ye kabul konusunda hiçbir gücü olmayan Bulgaristan ve Yunanistan kadar bile değer verilmemektedir.

Bizim çocukluğumuzda Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) olarak isimlendirilen bu birliktelik aradan geçen 50 seneye rağmen Türkiye’ye inanılmaz bir defans uygulamaktadır.

Türkiye önüne konan her türlü kriteri büyük bir özveri ile yerine getirmiş olmasına rağmen halen üyeliğe kabul edilmiyor.

Ne denilmişse yapmışız ama adamlar buna rağmen almamakta kararlılar. 

O zaman akıllara farklı sorular gelmektedir. 

Bunlardan en önemlisi de AB’nin bir Haçlı Birliği olduğu konusudur.

Öyle değil mi ama; sen kalk ülkesinde fabrika bacası tütmeyen ve yoksulluk İçinde kavrulan Bulgaristan’ı alacaksın ve milyonlarca Bulgaristan vatandaşına AB ülkeleri kapılarını ağzına kadar açacaksın ama Türkiye’ye gelince çifte standart uygulayacaksın. 

Bunu kabul etmemiz düşünülemez. 

 ***

AB en azından şimdiye kadar söz verdiği ve vakti geçen serbest dolaşım hakkını Türkiye’ye de tanımalıydı.

Vize muafiyetini halen askıda tutması bir yerde anlaşma hükümlerine de aykırıdır.

Türkiye diplomasisi bu konuda daha ısrarcı olmalı ve netice alıncaya kadar Brüksel ile yakın markaj halinde bulunmalıdır.

 ***

Diğer taraftan Türkiye’nin kalkınması sadece AB’ye odaklı olarak görülmemelidir. 

Günümüzde iletişim çağının zirve yaptığı noktadayız.

Türkiye dünyanın dört bir köşesi ile rahatça irtibat kurabilmekte ve mallarını tanıtıp pazarlayıp satabilmektedir.

Artık mesele klasik manada bir ihracat değildir.

Kaba ve hammadde anlamında ihracatın getirisi azdır.

İşlenmiş madde olarak satabilmenin yollarını bulmalıyız. 

Biz buna popüler deyimiyle ‘katma değeri yüksek’ mal diyoruz.

Bir kilo demirin fiyatı ile onu mamul hale getirip satmanın getirisi arasında çok fark vardır.

Demirden makine yapar satarsak ona göre daha fazla kazanç sağlarız. 

2023 hedeflerine ulaşabilmemiz için bilinçli bir ekonomi politikası izlemek zorundayız.

Ben işadamlarımızda o potansiyeli görüyorum.