TÜRKLERDE KADININ YERİ

Avrupa’da kadına şeytan gözüyle bakılırdı. İncil’e el süremezlerdi çünkü kadınlar pisti. Ortadoğu’da kadınlar mal gibi alınıp satılırdı.Kadınlar köleydi.Uzakdoğulular kız çocuklarına isim bile vermezdi. Kadınlar yok hükmündeydi.
Slavlarda kadın herhangi bir eşyaydı. Kadınlar değersizdi. Araplarda kız çocukları toprağa gömülürdü.
Çünkü kadınlar yaşamamalıydı.
Farklı milletlerde kadın olarak dünya’ya gelmek büyük bir talihsizlik iken, Eski Türklerde kadınlar toplumun şerefli bir ferdi olarak itibar gördü. Türkler kadınlara öylesine değer verirdi ki diğer milletlerin hükümdarları şaşkınlıklar içerisinde kalırdı. Kadınlar ve erkekler tamamen eşitti.
Erkeklerin sadece bir tane eşi olabilir. Kadınlar; hükümdar, vali, elçi olup devlet yönetiminde söz sahibi oldu. Tarihte devlet başkanlığı yapmış ilk kadınlar Türklerdi. Hakanın emirnameleri Hatunun imzası olmadan uygulanmazdı.
Çünkü Türk toplumlarında kadınsız hiçbir iş yapılmazdı. Savaşta dahil olmak üzere. Hatun (Hakan’ın Karısı) bizzat savaş kurulunun üyesiydi. Kadınlar savaşa erkeklerle birlikte katılırdı. Türk Destanları da kadını kutsallaştırır yani Türk Töresi, kadını kutsal kabul eder.
Medeniyetin beşiği dediğimiz Avrupa’da bile; kadınların aşağılandığı, hor görüldüğü zamanlarda,  kadını kutsal sayan atalara sahip olmaktan ben şahsen onur duyuyorum.
Türklerin İslamiyeti kabul etmesiyle; Türklere ait olan değerlerden, törelerden ve felsefeden uzaklaştık. Arapların Cahiliye Döneminde ki adetleri yaşantımıza girdi.  Dolayısıyla kadınlar değersiz kılındı. Cumhuriyetin kurulmasıyla Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türk Kadınına haklarının teslim edildiğini ayrıca vurgulamak isterim.
Nerdeyse her gün yaşanılan kadın cinayetlerine tüm samimiyetimizle dur demek istiyorsak,  ilkokul sıralarından itibaren çocuklarımıza Eski Türklerin kadına gösterdiği saygıyı, anlatmalıyız. Unutmamalıyız ki Eski Türklerin yani bizim atalarımızın kadına olan bakış açısı da bir milli değerdir ve ders olarak okutulmalıdır.