Hastalık deyip geçeriz…

Önemsemeyiz…

Çoğu kez doktora başvurmak yerine, kendi yöntemlerimizle iyileşmeyi umarız…

Ya da konu komşu, dost arkadaş ilaç tavsiyeleriyle, hastalığımızı iyileştirmeyi düşünürüz.

Antibiyotikler kontrol altına alındı da, bir parça gereksiz ilaç kullanımı azaldı.

Oysa çok zor değil, hastalığa ilk anda teşhis koydurup, tedavi olmak.

Nedense zor yolları aşarak, son aşamada çare olarak doktorlara başvuruyoruz.

Ondan sonra da, ‘Doktor çok sinirlendi’ demeyi de biliyoruz.

Bel rahatsızlıklarında beyin cerrahı yerine mahalle arasında birilerinden şifa bulmayı nasıl açıklayabiliriz?

***

Örnekleri çoğaltmak mümkün….

Kirlenme artıkça…

Doğayı tahrip ettikçe…

Bir de ömür uzadıkça…

Yeni yeni hastalıklarla tanışmamız da kaçınılmaz hal aldı.

Alzheimer…

Ne yazık ki günümüzde Alzheimer hastalığını durduran yada tamamen geçiren tedavi yok.

Fakat bu illet hastalığın tedavisi dünyada en çok araştırma yapılan konulardan biri.

Bundan on sene öncesine kadar çoğumuz bu hastalık hakkında hiçbir şey bilmiyorduk.

Alzheimer konusu, birçok dizilerde, filmlerde televizyon programlarında yer almaya başladı.

İnsanlar bu hastalık hakkında biraz da olsa bilinçlendi.

Günümüzde yaş ortalamasının yükselmesi nedeni ile bu hastaların sayısı artmaya başladı.

Çevremizdeki ailemizdeki sevdiklerimiz kendimiz içinde tehdit unsuru.

Hastalık hakkında bilgi sahibi olmayanlar araştırın okuyun lütfen, sıradan unutkanlıkları hafife almayın, hastalık yavaş yavaş sinsice ilerliyor.

Başlangıçta kendini genellikle unutkanlıkla ile belli eder.

Bazen bu unutkanlık yaşa bağlı unutkanlık olarak değerlendirilip ihmal edilir, bu da hastalığın erken teşhisi ve tedavinin gecikmesine neden olur.

Baştan da dedik ya, her hastalığın ilk evresinde sağlık kuruluşlarına başvur…

Her hastalığın başlangıcında çözümü hastanelerde ara ki, sonra…

Uzun, çileli ve zor tedavileri yaşama…

Sağlıklı günler dileğiyle…