

Dostluklar her ne kadar aynı inanç ve idealler üzerine kurulsa da , sevgi, saygı, hoşgörü artık sadece sahte mimikler ile görebilenler için çok uzak değildir.
Sevgi, saygı, hoşgörü ve vefa ile kaynaşan bir de seçkin toplum var ki onlarda bu senaryonun üzülerek söylüyorum fakat başrol oyuncularıdır.
Menfaatlerin ve zoraki şartların bir araya getirdiği bu toplum veya siyasetin trolleri dağılmaya mahkum kuru kalabalıktan ibarettir.
Son dönemlerde siyasetin birileri tarafından algı operasyonları üzerine kurgulayıp bu toplumu kutuplaşmaya götürerek dünyanın adeta kavgalı bir ruh haline bürünmesine ateş taşıyor…
Değer yargılarımızı bizlere hatırlatılmasını rica ettiğimiz din adamları, akademisyenler ve kanaat önderleri bu işe el atmaz ise zaman geçtikçe değer yargılarımızın zayıfladığı,vicdanların bozulduğu, bu toplumda çözülmelerin başladığını göreceğiz buda bizi tarihin derinliklerine ağır yaralar açarak götürecektir.
En başta dost ve arkadaşlık hukuku ve komşu ilişkilerinin güçlendirilerek hayatın en önemli altyapısını tekrar inşa etmek zorundayız.
Bazen haklı tepkilerde olsa toplumu birbirine düşürecek problemlerin dışarıdan birilerinin de çok hoşuna gittiğini düşünmek zorundayız.
Varsa kavgalarımız erteleyelim…
Selametle.