SON DAKİKA
Hava Durumu

YARIN SEÇİM OLSA

Yazının Giriş Tarihi: 28.10.2019 07:44
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.10.2019 07:44

Her dönemde anketler yapılır.
Yarın seçim olsa oyunuzu kime verirsiniz diye.
Bunlar genellikle toplumsal olayların peşinden veya yeni gelişmeleri takiben yapılır.
Gaye, son olay ve gelişmelerin seçmen tercihlerini etkileyip etkilemediğini anlamaktır.
Kamuoyu araştırma şirketlerinin en sık başvurduğu yollardan birisidir bu yol.
En kadar objektif veya bilimsel araştırmalara dayanıp dayanmadığı tartışılsa da insanların merak edip ilgilendiği bir konudur.
 ***
24 Mart seçimlerinden bu yana 7 ay geçti.
24 Mart seçimlerinde başta İstanbul olmak üzere iktidar partisi büyük şehirlerde kaybetti.
İstanbul’da Ekrem İmamoğlu lehinde estirilen rüzgarla İmamoğlu seçimi kazandı ve günlerce popüler olarak belli basın yayın organları tarafından göklere çıkartıldı.
Hatta İmamoğlu geleceğin cumhurbaşkanı olarak lansa edildi belli çevrelerde.
Uzun süre bu böyle devam edip gitti.
AK Parti ve MHP’den meydana gelen Cumhur İttifakı yerden yere vurulmaya başladı.
İşler, CHP+İYİ Parti+ Saadet Partisi’nden oluşan Millet İttifakından oluşan bloğun lehine gelişeceği beklenirken farklı bir gelişme oldu.
Ne demişler; siyasette bir gün bile önemli bir süredir.
Türkiye’yi uzun yıllardan beri uğraştıran ve binlerce masumun kanını döken terör örgütü PKK ve türevlerine karşı bir sınır ötesi harekât başlatıldı.
Bu harekâtın adı Barış Pınarı Harekâtı idi.
Bu harekât şimdiye kadar yapılan sınır ötesi harekâtlardan çok daha kapsamlı ve kuşatıcıydı.
Türk askeri 32 kilometre derinliğe kadar girip güvenli bölge oluşturacaktı.
Nitekim ordumuz Suriye’ye girip terörist unsurları imhaya başladı.
Yüzlerce terörist imha edildi.
Diğerleri ise silahlarını ve mühimmatlarını bile almadan kaçmak zorunda kaldılar.
Ortada Türk ordusuna karşı savaşacak bir güç yoktu.
YPG/PYD’ye yıllarca eğitim veren ve onları silahlandıran ABD’nin bu çabaları boşuna çıkmıştı.
Türk ordusunun karşısında bir varlık gösteremeyen terör unsurlarını gören ABD hiç vakit geçirmeden arabuluculuk rolüne soyunarak en üst düzey yetkililerini Türkiye’ye gönderip harekâtın durdurulmasını istedi.
Türkiye ise harekâtın durdurulmasının söz konusu olmadığını, ancak Türkiye’nin şartlarının kabul edilmesi halinde 120 günlük bir ara verilmesi ve bu süre zarfında da YPG’nin güneye doğru 32 kilometre çekileceği yönünde 13 maddelik bir mutabakat anlaşması imzalandı.
Akabinde Soçi’de Erdoğan ve Putin arasında imzalanan ve Türkiye lehine olan 10 maddelik başka bir mutabakat anlaşması ile de Fırat’ın doğusunu da kapsayacak bir şekilde ve yine 30 kilometre derinlikte bir çekilme kabul edildi.
 ***
Türkiye lehine sağlanan bu iki anlaşma ile de Erdoğan’ın dik duruşunun ne kadar önemli olduğu bir kez daha bütün dünyaya gösterilmiş oldu.
ABD ve Avrupa kanatları bağırdıkları ile kalmış oldular.
Akılları sıra Türkiye’ye müeyyide uygulamaya kalktılar ama Türkiye bu sözleri hiç umursamadı bile.
Türkiye’de şu an insanlar mutlu ve devletlerine karşı güven duygusu içindeler.
Gerçekten de şimdiye kadar diplomasi alanında elde etmediğimiz bir zafer elde edilmiş oldu.
Ne deniyordu?
Hem sahada ve hem de masada kazanacağız diye.
İkisi de gerçekleşti.
Muhataplarımız bize boyun eğmek zorunda kaldılar.
Şimdi sorarım sizlere…
Bütün bu gelişmeler karşısında yarın seçim olsa kim kazanır?
Hiç tereddütsüz AK Parti ve MHP’den oluşan Cumhur İttifakı açık ara farkla bu yarıştan önde çıkar.
 
 
 
 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.