Söyleyecek sözü, konuşacak kelimesi olmayanın başvuracağı yer bel altı sözlerdir.

Bu saatten sonra hiç kimseye terbiye dersi verecek durumda değilim.

Babam yaşında adamlara ayar verecek niyetimde hiç yok.

Ağaç yaşken eğilirmiş.

Daha küçükken alınan eğitimin ilerleyen yaşlarda konuşmaya, hal ve hareketlere etkisi tartışılmazdır.

Günümüzdeki siyasetçilerin üslup ve konuşmalarına baktığımızda çocukken aldığı aile eğitimini ve büyüdüğü ortamı az çok tahmin etmekteyiz.

Bugünlerde bir Genel Başkanın gayet kendinden emin bir tarzda “yatma” lafını siyasete soktuğunu gördük. Her kesimden gelen tepkiler sonucunda tekrar ekrana çıkıp deyimlerden dem vurup edebiyat, dil bilgisi, noktalama, vurgu dersleri vermeye çalıştı.

Neymiş önünde yatmanın bizler ne demek olduğunu açıkladı.

Tabii yersek.

O okuduğun kitapta sen hiç “Yavuz hırsız, ev sahibini bastırırmış” sözüne denk geldin mi?

Aman ha o atasözünü okurken biraz sesli okuyunca tam da kendini bulacaksın cümleler arasında.

Malum bir kaset yüzünden o koltuğa geldiniz.

Kaset dediysek belgesel mi sanalım yani. Her neyse gelişini cümle âlem bildiğine göre ayrıntıya girmenin bir manası yok.

Kendi partisi içinde de bu tür konuşmaları ret edecek çoğu insanların olduğunu da bilmekteyiz.

Ama ne yapsınlar davulda tokmak ta onda istediği gibi çalıyor.

Bu gidişle siz doksan yılda geçse iktidar olmazsınız.

Her geçen gün daha da tanınamaz hale düşüyorsunuz.

Dışarıdan böyle görünüyor.

**

Eskiden kara kaplı deftere her şey yazılırdı.

O kaybolduğu zaman tüm bilgiler, alacak verecek olayı ortadan kalkıyordu.

Şimdi ise tüm bilgilerin girildiği sitemlerde durum daha da farklı oldu.

Bilgilerimiz kaybolmuyor tam aksine herkesin eline geçiveriyor.

50 milyon kişinin bilgilerinin çalındığı söyleniyor.

Defterin kaybolması kötü derken, gelinen son nokta ise daha da beter oldu.

Anlaşıldı, bu dünya hiç de iyiye gitmiyor.