Bu şehirde siyaset yapmayı bazıları  “Hobi” olarak algılansa da gerçek anlamda Türkiye'nin en büyük siyasi hareketi Ak Partiye katkıda bulunanların bu kente çok şey kattığını düşünenlerdenim..

Ama siyasette güzel insanların azlığından ziyade köşe başlarında top çeviren kötü niyetli insanların meydanı boş bulması ve birilerine sırtını dayaması,sadece içinde bulunduğu siyasi harekete zarar verir.Fesat cephesinde yer alan bu insanlara “DUR” demek bir anlamda ahlaki düşüncenin tesis edilmesine de büyük katkı sağlayacaktır.

Siyasi oluşumlara bakışım hep bu düşünce ışığında olmuştur. İnanıyorum ki toplumsal arınma denen şey ancak böyle içten içe ve planlı amaçlar bütününden ibarettir.O zaman Ak Parti 31 Mart öncesi süreci yeniden değerlendirmelidir.

Esasen,Ak Parti iktidarı dâhil bütün gelip geçen iktidarların denendiği en büyük husus, düşünce özgürlüğü ile birlikte varsa bir “Kirlenme” ortadan kaldırmaktır.Burada Ak Parti elini çabuk tutup,Bursa’da bazı İlçe Başkanlarını görevden alarak yoluna devam etmeli…Mudanya ile başlamalı..

Ak Parti Belediye Başkan adayları belirlenirken, yaşanan sıkıntı bugün CHP’de de yaşanıyor…CHP hala iktidarda bulunduğu Nilüfer,Mudanya ve Gemlik Belediye Başkan adaylarını açıklayamadı.

Ak Parti’de ise adayların açıklanmasına saatler kala bazı İlçe teşkilatları direnç gösterdi. Gemlik ilçe teşkilatı istifa etti. Saatler sonra yeni yönetimin ataması yapıldı. Burada dikkat çekmek istediğim ise Ak Parti Mudanya ilçe teşkilatı…

Gökhan Dincer’in adaylığına tepki gösteren ilçe Başkanı Orhan Samast  istifa resti çekmiş..İl Yönetim tarafından yapılan görüşmelerin ardından görevinin başına dönmüş…22 yıllık bir partinin geleneğinde olmayan bir davranış içine giren Orhan Samast kimdir ki “Yapma etme görevinin başına dön” ifadeleriyle ikna edilmiş.

2 yıl öncesine kadar Ak Parti camiasında kimsenin tanımadığı Orhan Samast  il yönetimi yedek listesine alınıp ardından Mudanya İlçe Başkanı yapıldı…Samast’ın Partide ne emeği var ki önümüzdeki seçime ne katkısı olacak. Kocaman bir “HİÇ”

Anlaşılan adaylık bekliyormuş Orhan Samast…O zaman cesareti vardı ise istifa edip aday adaylığını ilan ederdi.Kendisin de o cesareti bulamamış ama Gökhan Dinçer’in adaylığına karşı çıkma cesaretini gösterip suyu bulandırmaya kalkmış..

Bakın buradan her zaman açık desteğimi ifade ettiğim Davut Gürkan’ın yapacağı tek şey "Orhan Samast’ın görevden alınarak yerine atama yapılması…"

Ak Parti teşkilatlarında yaşanan sıkıntıları dile getirirken, amacımız kimseyi hedef tahtasına oturtmak değildi.Yapılan yanlışlıkları dile getirip topluma paylaşmaktır.

Hadi buyurun;

Gürsu’da ciddi yanlışlık yapıldı.Bir kez daha tekrar edelim..CHP’li Mudanya Belediye Başkanından sonra Bursa’nın en başarısız Belediye Başkanı Mustafa Işık yeniden aday gösterildi.Neye göre…Vatandaşta karşılığı olmayan,Gürsu’ya 5 yıl kaybettiren,hatta anketlerde bile yer alamayan Mustafa Işık’a kim niye destek verdi.Ak Parti demek ki Gürsu’yu gözden çıkarmış…!

Kestel’de ise farklı bir durum yaşandı…

Partiyi görmezden gelip Kestel’de adeta bağımsızlık ilan eden Önder Tanır’ın aday gösterilmemesinin ne kadar isabetli olduğu dün bir kez daha anlaşıldı. Parti aidiyet anlayışından yoksun Önder Tanır Ak Parti’den istifa ettiğini sosyal medya hesabından  açıkladı…Hiç de önemli değil…Yel kayadan toz alır.Polemiklerle geçen 5 yılın ardından Kestel tartışmaların odağından uzaklaştırılmıştır.

Çünkü,Ak Parti Kestel’de isabetli bir karar alarak uzun zamandır partide görev yapan Ferhat Erol’u aday gösterdi.Temiz kirlenmemiş bir isimdir Ferhat Erol..İnsanların dertleriyle dertlenir, sorunların çözüm noktasında elini taşın altına koyar…Kibri ayaklarının altına almış,siyaseti hizmet aracı olarak gören Ferhat Erol’un  Başkan adayı ilan edilmesiyle yaşanan heyecan bunu en açık göstergesi olarak algılanabilir…İddia ediyorum, Ferhat Erol’la birlikte Kestel’de “Hizmetle siyaset” örtüşecektir..

Bir not; Bir önceki seçimi 42 bin oyla kaybeden CHP’nin adayı Mustafa Bozbey’in kendi ifadesiyle “4,5 yıldır sokaklardayım. Bu seçim farklı olacak” açıklamaları bi anlam ifade eder mi?.Soruları hep soruluyor..

Eder mi etmez mi bunu Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’e karşı gösterdiği direncin kırılmasıyla yorumlamak mümkün!

Sonuç olarak

İnsanın özgür düşüncesine ve hür vicdanına tahakküm etmek kimseye bir şey kazandırmaz. Bütün kâinatın özenle hizmet ettiği, İnsan denen varlığın düşüncesi, kişiliğinin oluşmasına katkı koyuyorsa o zaman kişilikler satılmaz,satılamaz.

Bizde kişiliğimizi, satmadık, satmak isteyenlere de müsaade etmedik.20 yıldır aynı yerdeyiz..Müsaade edin de konuşalım..

İyi haftalar…