17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen Marmara Depremi, Türkiye’nin en acı felaketlerinden biri olarak tarihe geçti. Binlerce insanın hayatını kaybettiği, on binlerce binanın yıkıldığı bu depremin etkileri, üzerinden çeyrek asır geçmesine rağmen hala hafızalardaki yerini koruyor. Bu önemli yıl dönümünde, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, basın mensuplarıyla bir araya gelerek, hem Marmara Depremi’ni hem de Bursa’nın deprem hazırlıklarını değerlendirdi.
Başkan Bozbey, Bursa’nın deprem riskine karşı savunmasız olduğunu vurguladı. Şehrin halen bir afet yönetim merkezinin bulunmadığını belirten Bozbey, bu konuda ciddi eksikliklerin giderilmesi için çalışma yaptıklarını ifade etti. Depremlerin birer afet haline dönüşmemesi için alınacak önlemlerin önemine değinen Bozbey, özellikle kaçak yapılaşmaya kesinlikle müsamaha gösterilmeyeceğini ve bu konuda kararlı bir duruş sergileneceğini belirtti.
Marmara Belediyeler Birliği Başkanı olarak da görev yapan Bozbey, önümüzdeki günlerde deprem stratejisinin belirleneceğini ve bu stratejinin 1061 mahalle muhtarı ile mahalle sakinlerinin katılımıyla uygulamaya konulacağını duyurdu. Mahalle Afet Konteyneri, Mahalle Afet Gönüllüleri ve deprem öncü işaret izleme istasyonlarını tüm Bursa’ya yaymayı hedeflediklerini belirten Başkan Mustafa Bozbey, güvenli ve sağlıklı yapı üretiminin arttırılması konusunda mücadeleye kararlılıkla devam edeceklerini söyledi.
Bu çalışmaların 2025 yılına kadar tamamlanarak yürürlüğe gireceğini belirten Bozbey, süreç boyunca şeffaf ve katılımcı bir yaklaşım benimseneceğinin altını çizdi.
Başkan Bozbey, kentsel dönüşümün önemine de dikkat çekti. Özellikle sıvılaşma riskinin yüksek olduğu Ova, Kestel ve Gürsu gibi bölgelerde dönüşüme hız verilmesi gerektiğini vurgulayan Bozbey, bu konuda da çalışmaların devam ettiğini ve vatandaşların bu sürece aktif olarak katılmalarının önemini belirtti. Anladığım kadarıyla sıvılaşmanın olduğu bölgelerde yapı stokunun yenilenmesi, deprem riskini minimize etme açısından hayati öneme sahip.
Bursa’daki 17 ilçe belediye başkanıyla yapılan durum değerlendirmeleri sonucunda, depreme karşı alınacak önlemlerin Bursa Kent üzerinden hızlandırılacağını belirten Bozbey, 2025 yılına kadar bu çalışmaların tamamlanacağını ifade etti. Başkan Bozbey, tüm bu çalışmaların, Bursa’yı depreme karşı daha dirençli hale getirmek için atılan adımlar olduğunu vurguladı ve deprem felaketinin acı sonuçlarını bir daha yaşamamak için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini söyledi.
Sonuç olarak şunu ifade etmek istiyorum;
Bursa’nın depreme hazırlık sürecinin ne kadar kritik olduğunu gözler önüne seriyor. Başkan Bozbey’in açıklamalarını da göz önüne alırsak, Bursa’nın bu süreci başarıyla atlatması ve gelecekteki olası depremlere karşı daha hazırlıklı hale gelmesi için gereken adımların en kısa sürede atılması gerekiyor.
Bu sürecin başarılı olabilmesi de toplumun tüm kesimlerinin iş birliği ve duyarlılığı ile mümkün gibi duruyor..
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan Akyıldız
Başkan Bozbey “ Bursa depreme karşı savunmasız”
17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen Marmara Depremi, Türkiye’nin en acı felaketlerinden biri olarak tarihe geçti. Binlerce insanın hayatını kaybettiği, on binlerce binanın yıkıldığı bu depremin etkileri, üzerinden çeyrek asır geçmesine rağmen hala hafızalardaki yerini koruyor. Bu önemli yıl dönümünde, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, basın mensuplarıyla bir araya gelerek, hem Marmara Depremi’ni hem de Bursa’nın deprem hazırlıklarını değerlendirdi.
Başkan Bozbey, Bursa’nın deprem riskine karşı savunmasız olduğunu vurguladı. Şehrin halen bir afet yönetim merkezinin bulunmadığını belirten Bozbey, bu konuda ciddi eksikliklerin giderilmesi için çalışma yaptıklarını ifade etti. Depremlerin birer afet haline dönüşmemesi için alınacak önlemlerin önemine değinen Bozbey, özellikle kaçak yapılaşmaya kesinlikle müsamaha gösterilmeyeceğini ve bu konuda kararlı bir duruş sergileneceğini belirtti.
Marmara Belediyeler Birliği Başkanı olarak da görev yapan Bozbey, önümüzdeki günlerde deprem stratejisinin belirleneceğini ve bu stratejinin 1061 mahalle muhtarı ile mahalle sakinlerinin katılımıyla uygulamaya konulacağını duyurdu. Mahalle Afet Konteyneri, Mahalle Afet Gönüllüleri ve deprem öncü işaret izleme istasyonlarını tüm Bursa’ya yaymayı hedeflediklerini belirten Başkan Mustafa Bozbey, güvenli ve sağlıklı yapı üretiminin arttırılması konusunda mücadeleye kararlılıkla devam edeceklerini söyledi.
Bu çalışmaların 2025 yılına kadar tamamlanarak yürürlüğe gireceğini belirten Bozbey, süreç boyunca şeffaf ve katılımcı bir yaklaşım benimseneceğinin altını çizdi.
Başkan Bozbey, kentsel dönüşümün önemine de dikkat çekti. Özellikle sıvılaşma riskinin yüksek olduğu Ova, Kestel ve Gürsu gibi bölgelerde dönüşüme hız verilmesi gerektiğini vurgulayan Bozbey, bu konuda da çalışmaların devam ettiğini ve vatandaşların bu sürece aktif olarak katılmalarının önemini belirtti. Anladığım kadarıyla sıvılaşmanın olduğu bölgelerde yapı stokunun yenilenmesi, deprem riskini minimize etme açısından hayati öneme sahip.
Bursa’daki 17 ilçe belediye başkanıyla yapılan durum değerlendirmeleri sonucunda, depreme karşı alınacak önlemlerin Bursa Kent üzerinden hızlandırılacağını belirten Bozbey, 2025 yılına kadar bu çalışmaların tamamlanacağını ifade etti. Başkan Bozbey, tüm bu çalışmaların, Bursa’yı depreme karşı daha dirençli hale getirmek için atılan adımlar olduğunu vurguladı ve deprem felaketinin acı sonuçlarını bir daha yaşamamak için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini söyledi.
Sonuç olarak şunu ifade etmek istiyorum;
Bursa’nın depreme hazırlık sürecinin ne kadar kritik olduğunu gözler önüne seriyor. Başkan Bozbey’in açıklamalarını da göz önüne alırsak, Bursa’nın bu süreci başarıyla atlatması ve gelecekteki olası depremlere karşı daha hazırlıklı hale gelmesi için gereken adımların en kısa sürede atılması gerekiyor.
Bu sürecin başarılı olabilmesi de toplumun tüm kesimlerinin iş birliği ve duyarlılığı ile mümkün gibi duruyor..