Sürekli göç alan Bursa, hızla büyüyen nüfusu artışı ile çevresel ve kentsel zorluklarla mücadele ediyor. Ancak, bu büyüme süreci beraberinde pek çok başka sorunu da beraberinde getirdi. Tarihi dokusu, doğal güzellikleri ve çevresel kaynaklarıyla öne çıkan Bursa'nın, sürdürülebilir bir kent olma yolunda kritik adımlar atılarak, radikal kararların uygulanması zaruri hale geldi. Bursa artık yükünü taşıyamıyor.
İşte tam bu noktada, Kritik bir hamle ile Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in girişimleriyle başlatılan "Bursa 2050 Vizyonu" ve "Kent Anayasası" çalışmaları, kentin geleceğini şekillendirmek için önemli bir fırsat olarak karşımıza çıktı.
Başkan Bozbey’in ifadeleriyle, bu vizyon Bursa’nın çevresel, ekonomik ve sosyal kalkınmasının dengeli bir şekilde planlanması amaçlanıyor. Bozbey, "2050 Vizyonu Çevre Düzeni Planı" ile Bursa’yı daha yaşanabilir, sürdürülebilir ve erişilebilir bir şehir haline getirmeyi hedeflediklerini vurguluyor. Bu uzun vadeli planın en önemli unsurlarından biride, şehir kimliğinin korunması ve çevresel faktörlerin ön planda tutulmasının önemi ortaya çıkıyor.
Bozbey’in bu vizyonu çerçevesinde en dikkat çeken adımlardan biri de, Kent Anayasası ve bununla ilişkili olarak kurulan Planlama Ajansı. Planlama Ajansı’nda, 88’i teknik uzman olmak üzere 125 personel, kentin geleceğine yönelik çalışmalar yürütecek. Bu ajansın en önemli görevi, çevre düzeni planlarını uygulamaya koymak ve Bursa’nın farklı bölgelerini bir bütün olarak ele alarak dengeli bir büyüme sağlamak için çalışma yapmak.
Burada Bursa'nın altı farklı bölgeye ayrılarak çevre düzeni planının uygulanması hedefleniyor. Bu plan, şehirde yapılaşmanın çevresel sürdürülebilirliği gözeterek yapılmasını ve kaynakların akıllıca kullanılmasını amaçlıyor. Bu bağlamda, şehrin deprem kuşağında bulunduğu gerçeği göz önünde bulundurularak yapılaşma stratejileri yeniden gözden geçirileceği ifade ediliyor.İnşallah yapılacak bu çalışmalar uygulama aşamasında sekteye uğramaz.
Esasen Başkan Bozbey, geleneksel merkeziyetçi yönetim anlayışını terk ederek katılımcı bir yönetim modelini hayata geçirmeyi hedeflediklerini belirtiyor. Bu model, sadece belediyenin ya da devlet kurumlarının değil, halkın da şehrin geleceğine dair karar alma süreçlerine dahil edilmesi anlamına geliyor. Bu sayede, farklı kesimlerin talepleri, sorunları ve önerileri göz önünde bulundurulacağı vurgulanıyor.
2050 Vizyonu kapsamında yapılan geniş katılımlı ilk toplantıda, katılımcılardan biri, Sırameşeler Sıcak Su Bölgesindeki yapılaşmanın durdurulması gerektiğini söyledi. Bölgenin altındaki kaplıca sularının korunması gerektiğini vurgulayan bu talep, şehrin doğal kaynaklarının gelecekteki kullanımına dair kritik bir hatırlatma niteliğinde. Bir başka katılımcı ise, Nilüfer Çayındaki kirliliğe dikkat çekerek bu sorunun çözülmesi için acil önlemler alınması gerektiğini ifade etti. Bu talepler, çevresel sorunların, şehrin geleceğine dair planlamalar yapılırken ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor.
Bursa’nın "Yeşil Bursa" olarak anılması, geçmişteki doğa zenginliklerinden ve şehrin yeşil alanlarının fazlalığından kaynaklanıyordu. Ancak son yıllarda bu özellik büyük ölçüde kaybolmuş durumda. Açıklamalara bakılırsa, Bozbey’in 2050 Vizyonu ile, şehrin bu yeşil kimliğine yeniden kavuşması hedefleniyor. Sürdürülebilir şehircilik anlayışına uygun olarak, yeşil alanların artırılması, hava kalitesinin iyileştirilmesi ve su kaynaklarının korunması öncelikli hedefler arasında yer alıyor.
Bakın;
Bursa bir zamanlar tarihi dokusu, doğal güzellikleri ve kültürel zenginlikleriyle Türkiye'nin en önemli şehirlerinden biriydi. Ancak hızlı nüfus artışı, Kaçak yapılaşma ve çevresel sorunlar, kentin geleceğini tehdit eden unsurlar arasında ilk sırayı aldı.
Son olarak şunu ifade etmek istiyorum;
Başkan Bozbey’in tarafından başlatılan Bursa 2050 Vizyonu ve Kent Anayasası çalışmaları, bu sorunlara çözüm üretmek ve Bursa’yı sürdürülebilir bir geleceğe taşımak amacıyla atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriyorum.
Temennimiz, alınan kararlar doğru bir şekilde uygulanarak , bu vizyon sayesinde Bursa, çocuklarımıza ve torunlarımıza daha yaşanabilir, yeşil ve dengeli bir kent olarak miras kalır. Hem de Marmara Bölgesi'nin en önemli şehirlerinden biri olan Bursa, bu kapsamlı planlamayla hem çevresel hem de ekonomik kalkınmayı bir arada götürme fırsatını yakalar.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan Akyıldız
Başkan Bozbey’den kritik hamle…
Sürekli göç alan Bursa, hızla büyüyen nüfusu artışı ile çevresel ve kentsel zorluklarla mücadele ediyor. Ancak, bu büyüme süreci beraberinde pek çok başka sorunu da beraberinde getirdi. Tarihi dokusu, doğal güzellikleri ve çevresel kaynaklarıyla öne çıkan Bursa'nın, sürdürülebilir bir kent olma yolunda kritik adımlar atılarak, radikal kararların uygulanması zaruri hale geldi. Bursa artık yükünü taşıyamıyor.
İşte tam bu noktada, Kritik bir hamle ile Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in girişimleriyle başlatılan "Bursa 2050 Vizyonu" ve "Kent Anayasası" çalışmaları, kentin geleceğini şekillendirmek için önemli bir fırsat olarak karşımıza çıktı.
Başkan Bozbey’in ifadeleriyle, bu vizyon Bursa’nın çevresel, ekonomik ve sosyal kalkınmasının dengeli bir şekilde planlanması amaçlanıyor. Bozbey, "2050 Vizyonu Çevre Düzeni Planı" ile Bursa’yı daha yaşanabilir, sürdürülebilir ve erişilebilir bir şehir haline getirmeyi hedeflediklerini vurguluyor. Bu uzun vadeli planın en önemli unsurlarından biride, şehir kimliğinin korunması ve çevresel faktörlerin ön planda tutulmasının önemi ortaya çıkıyor.
Bozbey’in bu vizyonu çerçevesinde en dikkat çeken adımlardan biri de, Kent Anayasası ve bununla ilişkili olarak kurulan Planlama Ajansı. Planlama Ajansı’nda, 88’i teknik uzman olmak üzere 125 personel, kentin geleceğine yönelik çalışmalar yürütecek. Bu ajansın en önemli görevi, çevre düzeni planlarını uygulamaya koymak ve Bursa’nın farklı bölgelerini bir bütün olarak ele alarak dengeli bir büyüme sağlamak için çalışma yapmak.
Burada Bursa'nın altı farklı bölgeye ayrılarak çevre düzeni planının uygulanması hedefleniyor. Bu plan, şehirde yapılaşmanın çevresel sürdürülebilirliği gözeterek yapılmasını ve kaynakların akıllıca kullanılmasını amaçlıyor. Bu bağlamda, şehrin deprem kuşağında bulunduğu gerçeği göz önünde bulundurularak yapılaşma stratejileri yeniden gözden geçirileceği ifade ediliyor.İnşallah yapılacak bu çalışmalar uygulama aşamasında sekteye uğramaz.
Esasen Başkan Bozbey, geleneksel merkeziyetçi yönetim anlayışını terk ederek katılımcı bir yönetim modelini hayata geçirmeyi hedeflediklerini belirtiyor. Bu model, sadece belediyenin ya da devlet kurumlarının değil, halkın da şehrin geleceğine dair karar alma süreçlerine dahil edilmesi anlamına geliyor. Bu sayede, farklı kesimlerin talepleri, sorunları ve önerileri göz önünde bulundurulacağı vurgulanıyor.
2050 Vizyonu kapsamında yapılan geniş katılımlı ilk toplantıda, katılımcılardan biri, Sırameşeler Sıcak Su Bölgesindeki yapılaşmanın durdurulması gerektiğini söyledi. Bölgenin altındaki kaplıca sularının korunması gerektiğini vurgulayan bu talep, şehrin doğal kaynaklarının gelecekteki kullanımına dair kritik bir hatırlatma niteliğinde. Bir başka katılımcı ise, Nilüfer Çayındaki kirliliğe dikkat çekerek bu sorunun çözülmesi için acil önlemler alınması gerektiğini ifade etti. Bu talepler, çevresel sorunların, şehrin geleceğine dair planlamalar yapılırken ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor.
Bursa’nın "Yeşil Bursa" olarak anılması, geçmişteki doğa zenginliklerinden ve şehrin yeşil alanlarının fazlalığından kaynaklanıyordu. Ancak son yıllarda bu özellik büyük ölçüde kaybolmuş durumda. Açıklamalara bakılırsa, Bozbey’in 2050 Vizyonu ile, şehrin bu yeşil kimliğine yeniden kavuşması hedefleniyor. Sürdürülebilir şehircilik anlayışına uygun olarak, yeşil alanların artırılması, hava kalitesinin iyileştirilmesi ve su kaynaklarının korunması öncelikli hedefler arasında yer alıyor.
Bakın;
Bursa bir zamanlar tarihi dokusu, doğal güzellikleri ve kültürel zenginlikleriyle Türkiye'nin en önemli şehirlerinden biriydi. Ancak hızlı nüfus artışı, Kaçak yapılaşma ve çevresel sorunlar, kentin geleceğini tehdit eden unsurlar arasında ilk sırayı aldı.
Son olarak şunu ifade etmek istiyorum;
Başkan Bozbey’in tarafından başlatılan Bursa 2050 Vizyonu ve Kent Anayasası çalışmaları, bu sorunlara çözüm üretmek ve Bursa’yı sürdürülebilir bir geleceğe taşımak amacıyla atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriyorum.
Temennimiz, alınan kararlar doğru bir şekilde uygulanarak , bu vizyon sayesinde Bursa, çocuklarımıza ve torunlarımıza daha yaşanabilir, yeşil ve dengeli bir kent olarak miras kalır. Hem de Marmara Bölgesi'nin en önemli şehirlerinden biri olan Bursa, bu kapsamlı planlamayla hem çevresel hem de ekonomik kalkınmayı bir arada götürme fırsatını yakalar.