Kadim şehir Bursa, tarihi, kültürel ve doğal zenginlikleri ile her dönemde önemli bir yer olmuştur. Benimde bu sütunlarda defalarca dile getirdiğim gibi, son yıllarda Bursa’nın karşılaştığı sorunlar, şehrin kimliğini ve geleceğini tehdit eder hale gelmiştir. Tarım alanlarının yağmalanması, ovanın statüsünün değiştirilmesi ve yüzlerce kaçak sondajla su kaynaklarının yok edilmesi, Bursa'nın verimli topraklarını ve su kaynaklarını kurutmuştur. Bu gelişmeler, yönetimlerde bulunanların “Şeffaflık” eksikliğinin en somut göstergelerinden biridir.
Her şeyden önce bir şehrin yöneten insanların, o şehre sadece maddi değer kazandırmak değil, aynı zamanda o şehrin tarihine, doğasına ve kültürüne sahip çıkmakla yükümlüdür. Bursa'nın doğası ve kültürü yok edilirken, bazı yöneticilerin kişisel çıkarları peşinde olması ve bu süreçte liyakat ile şeffaflık gibi evrensel ilkeleri göz ardı etmeleri, şehrin geleceğine yönelik endişeleri de artırmaktadır. Kamuya ait arazilerin yağmalanması, kaçak yapılaşmalar ve su kaynaklarının plansız kullanımı, Bursa'ya verilen zararın en somut örneklerindendir.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in göreve geldiği ilk günlerde ortaya koyduğu stratejik plan, şehri yeniden yapılandırma adına bir umut olmuş beklentileri arttırmıştır. Kendisine açıkça destek verirken liyakat esaslı bir yönetim anlayışının şehrin geleceği için kritik olduğuna inanmıştım.
Devamında,bazı uygulamaların, özellikle de otoparkların ücretsiz hale getirilmesinin yol açtığı sıkıntılar, şehirde düzensizliği artırdığına dikkat çekmiştim. Yollarda başıboşluk ve trafik kaosu yaşanmaya başladı. Bu noktada, Başkan Bozbey'in bu kararı yeniden değerlendirme ve şikayetlere kulak verme gerekliliği ortaya çıktığını da üstüne basa basa vurgulamıştım.
Önceki gün Başkan Mustafa Bozbey’le yaptığımı ayaküstü sohbette konuyu kendisine tekrar sordum ve kararın yanlış olduğunu söyledim.
Bozbey’in sunduğu çözüm önerisi, otoparkları Bursaspor’a devretme yönünde oldu. Bu öneri, hem şehrin otopark sorununu hafifletebilir hem de kulübe maddi destek sağlayabilir. Ancak bu gibi kritik kararların sadece kısa vadeli çözümler olarak değil, şehrin uzun vadeli ihtiyaçları doğrultusunda alınmasının önemine dikkat çekti. Kendisinin seçim vaadi dışında, mahkeme kararı bulunduğunu söyledi.Belediyenin bu konuda çalışma yaptığını,gelen şikayetleri de dikkate aldığını belirterek,yakın zamanda açıklama yapacaklarını söyledi.
Bir diğer önemli mesele ise kreşler ve BUSMEK kurslarıyla ilgili yapılan spekülasyonlar. Kreşlerin kapatıldığına dair iddialar, şehirde tepkiyle karşılanırken, Bozbey bu konuda net bir açıklama yaparak,sorun olmadığını kiralık 12 kreşin yerine belediyeye ait yerler yapmayı planladıklarını belirtti. Bu, belediyenin uzun vadede kendi kaynaklarını kullanma yolunda atacağı olumlu bir adım olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.. Aynı şekilde, BUSMEK kurslarında görev alacak öğretmenlerin yeniden değerlendirilmesi de kaliteyi artırma adına olumlu bir gelişme olduğunu ileri sürdü.Kursları düzenleyen İstanbul firmasının ay sonu itibariyle sözleşmesinin sonlandırılacağını da açıkladı Başkan Mustafa Bozbey..
Bursa’nın en kritik meselelerinden biri olan su kaynakları ve kaçak sondajlar ise şehrin geleceği açısından hayati önem taşıyor. Su kaynaklarının korunması ve kaçak sondajların önlenmesi konusunda Bozbey’in kararlı bir tutum sergilemesi, şehrin doğasını koruma adına atılması gereken en önemli adımlardan biri olarak değerlendirilebilir.. Su kaynaklarının denetimi ve kaçak su kullanımına getirilecek sınırlamalar, Bursa'nın tarım potansiyelini ve doğal yapısını koruyacaktır.Bu konuda çalışmaların devam ettiğini ileri sürdü.
Kaçak inşaatlar ise Bursa'nın her ilçesinde karşılaşılan bir sorun haline gelmiş durumda. Başkan Bozbey, bu konuda net bir duruş sergileyerek kaçak yapılaşmaya hiçbir şekilde izin verilmeyeceğini ve bu yapıların yıkılacağını belirti. Bu, şehir planlamasının ve kentleşmenin düzenli bir şekilde ilerlemesi adına önemli bir adım olsa da, tüm ilçe belediyelerinin de aynı kararlılığı göstermesi elzem hale gelmiştir.
Bursa'nın geleceği adına yapılan bu çalışmaların takip edilmesi ve gerektiğinde eleştirilerin dile getirilmesi, şehri koruma adına bir sorumluluktur. Eleştiriler her ne kadar bazı kesimlerce maksatlı olarak görülebilse de, doğru yönde yapılan yapıcı eleştirilerin şehrin gelişimine katkı sağlayacağı unutulmamalıdır.
Şehrin yönetiminde liyakat, şeffaflık ve dürüstlük gibi evrensel ilkelerin her zaman ön planda olması gerekmektedir. Şeffaflık ve hesap verebilirlik, bir yöneticinin en önemli sorumlulukları arasında yer alır. Başkan Bozbey’in çalışmalarını ve stratejik planlarını bu perspektiften değerlendirerek takip etmek Bursa'nın geleceği için atılacak adımların ne kadar doğru olduğunu gösterecektir.
Sonuç olarak, Bursa'nın geçmişi ve kültürel mirası korunmalı, doğasıyla barışık bir şekilde şehir planlaması yapılmalıdır. Bu süreçte doğru eleştirilerin ve şeffaf yönetimin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Bursa, tarihî bir şehir olarak her zaman değerli kalacak, ancak bu değeri korumak için “sorumluluk bilinciyle” hareket edilmelidir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan Akyıldız
Bozbey,”Otoparklar” Bursaspor’a verilebilir..
Kadim şehir Bursa, tarihi, kültürel ve doğal zenginlikleri ile her dönemde önemli bir yer olmuştur. Benimde bu sütunlarda defalarca dile getirdiğim gibi, son yıllarda Bursa’nın karşılaştığı sorunlar, şehrin kimliğini ve geleceğini tehdit eder hale gelmiştir. Tarım alanlarının yağmalanması, ovanın statüsünün değiştirilmesi ve yüzlerce kaçak sondajla su kaynaklarının yok edilmesi, Bursa'nın verimli topraklarını ve su kaynaklarını kurutmuştur. Bu gelişmeler, yönetimlerde bulunanların “Şeffaflık” eksikliğinin en somut göstergelerinden biridir.
Her şeyden önce bir şehrin yöneten insanların, o şehre sadece maddi değer kazandırmak değil, aynı zamanda o şehrin tarihine, doğasına ve kültürüne sahip çıkmakla yükümlüdür. Bursa'nın doğası ve kültürü yok edilirken, bazı yöneticilerin kişisel çıkarları peşinde olması ve bu süreçte liyakat ile şeffaflık gibi evrensel ilkeleri göz ardı etmeleri, şehrin geleceğine yönelik endişeleri de artırmaktadır. Kamuya ait arazilerin yağmalanması, kaçak yapılaşmalar ve su kaynaklarının plansız kullanımı, Bursa'ya verilen zararın en somut örneklerindendir.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in göreve geldiği ilk günlerde ortaya koyduğu stratejik plan, şehri yeniden yapılandırma adına bir umut olmuş beklentileri arttırmıştır. Kendisine açıkça destek verirken liyakat esaslı bir yönetim anlayışının şehrin geleceği için kritik olduğuna inanmıştım.
Devamında,bazı uygulamaların, özellikle de otoparkların ücretsiz hale getirilmesinin yol açtığı sıkıntılar, şehirde düzensizliği artırdığına dikkat çekmiştim. Yollarda başıboşluk ve trafik kaosu yaşanmaya başladı. Bu noktada, Başkan Bozbey'in bu kararı yeniden değerlendirme ve şikayetlere kulak verme gerekliliği ortaya çıktığını da üstüne basa basa vurgulamıştım.
Önceki gün Başkan Mustafa Bozbey’le yaptığımı ayaküstü sohbette konuyu kendisine tekrar sordum ve kararın yanlış olduğunu söyledim.
Bozbey’in sunduğu çözüm önerisi, otoparkları Bursaspor’a devretme yönünde oldu. Bu öneri, hem şehrin otopark sorununu hafifletebilir hem de kulübe maddi destek sağlayabilir. Ancak bu gibi kritik kararların sadece kısa vadeli çözümler olarak değil, şehrin uzun vadeli ihtiyaçları doğrultusunda alınmasının önemine dikkat çekti. Kendisinin seçim vaadi dışında, mahkeme kararı bulunduğunu söyledi.Belediyenin bu konuda çalışma yaptığını,gelen şikayetleri de dikkate aldığını belirterek,yakın zamanda açıklama yapacaklarını söyledi.
Bir diğer önemli mesele ise kreşler ve BUSMEK kurslarıyla ilgili yapılan spekülasyonlar. Kreşlerin kapatıldığına dair iddialar, şehirde tepkiyle karşılanırken, Bozbey bu konuda net bir açıklama yaparak,sorun olmadığını kiralık 12 kreşin yerine belediyeye ait yerler yapmayı planladıklarını belirtti. Bu, belediyenin uzun vadede kendi kaynaklarını kullanma yolunda atacağı olumlu bir adım olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.. Aynı şekilde, BUSMEK kurslarında görev alacak öğretmenlerin yeniden değerlendirilmesi de kaliteyi artırma adına olumlu bir gelişme olduğunu ileri sürdü.Kursları düzenleyen İstanbul firmasının ay sonu itibariyle sözleşmesinin sonlandırılacağını da açıkladı Başkan Mustafa Bozbey..
Bursa’nın en kritik meselelerinden biri olan su kaynakları ve kaçak sondajlar ise şehrin geleceği açısından hayati önem taşıyor. Su kaynaklarının korunması ve kaçak sondajların önlenmesi konusunda Bozbey’in kararlı bir tutum sergilemesi, şehrin doğasını koruma adına atılması gereken en önemli adımlardan biri olarak değerlendirilebilir.. Su kaynaklarının denetimi ve kaçak su kullanımına getirilecek sınırlamalar, Bursa'nın tarım potansiyelini ve doğal yapısını koruyacaktır.Bu konuda çalışmaların devam ettiğini ileri sürdü.
Kaçak inşaatlar ise Bursa'nın her ilçesinde karşılaşılan bir sorun haline gelmiş durumda. Başkan Bozbey, bu konuda net bir duruş sergileyerek kaçak yapılaşmaya hiçbir şekilde izin verilmeyeceğini ve bu yapıların yıkılacağını belirti. Bu, şehir planlamasının ve kentleşmenin düzenli bir şekilde ilerlemesi adına önemli bir adım olsa da, tüm ilçe belediyelerinin de aynı kararlılığı göstermesi elzem hale gelmiştir.
Bursa'nın geleceği adına yapılan bu çalışmaların takip edilmesi ve gerektiğinde eleştirilerin dile getirilmesi, şehri koruma adına bir sorumluluktur. Eleştiriler her ne kadar bazı kesimlerce maksatlı olarak görülebilse de, doğru yönde yapılan yapıcı eleştirilerin şehrin gelişimine katkı sağlayacağı unutulmamalıdır.
Şehrin yönetiminde liyakat, şeffaflık ve dürüstlük gibi evrensel ilkelerin her zaman ön planda olması gerekmektedir. Şeffaflık ve hesap verebilirlik, bir yöneticinin en önemli sorumlulukları arasında yer alır. Başkan Bozbey’in çalışmalarını ve stratejik planlarını bu perspektiften değerlendirerek takip etmek Bursa'nın geleceği için atılacak adımların ne kadar doğru olduğunu gösterecektir.
Sonuç olarak, Bursa'nın geçmişi ve kültürel mirası korunmalı, doğasıyla barışık bir şekilde şehir planlaması yapılmalıdır. Bu süreçte doğru eleştirilerin ve şeffaf yönetimin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Bursa, tarihî bir şehir olarak her zaman değerli kalacak, ancak bu değeri korumak için “sorumluluk bilinciyle” hareket edilmelidir.
Bizde onu yapmaya çalışıyoruz…