Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden seçilerek “Başkanlık” koltuğuna oturması ile yeni bir süreçe girildi...
Kabine yenilendi.
Meclis çoğunluğunu elde eden Ak Parti yeni yasama döneminde hazırlıklara başladı.
Muhalefet Cephesinde ise yenilginin yarattığı “şok” etkisi hala devam ediyor.
CHP'de istifa çağrılarına karşı Kemal Kılıçdaroğlu direniyor.İYİ Parti bu ay kongreye gidiyor..Millet İttifakını diğer bileşenleri arasında yer alan Deva,Gelecek,DP ve SP “Garanti vekil pazarlığı” üzerinden sağladıkları avantajı değerlendirmeye çalışıyor..
İYİ Parti tarafından yapılan açıklamada İttifakın fiilen bittiği duyuruldu..Bu açıklama daha sonra CHP sözcüleri tarafından da teyit edildi.
Bu seçim sürecinde şunu bir kez daha görme imkanımız oldu;
Siyasette,amaca giden her yol mubahtır anlayışı ile kurnazca ve hiçbir konsensüs sağlanmadan oluşturulan birliktelikler bir süre sonra çatlamaya başlar.
Küskünler oluşur, bananecilerin sayısı artar, sonuç hüsranla biter...
Sonuç da CHP’de yaşanan eksen kaymasının faturası ağır oldu.
Bugün, CHP’li seçmenin tamamen düşünce özgürlüğü kapsamında, doğruyu ortaya koyma yönündeki çabaları bile farklı mecralara çekilmek isteniyor.
CHP’de düşünceyi zapturapt altına alma, yönlendirme, düşünceyi hain ilan etme gayretlerin nasıl bir sonuç doğuracağını hep birlikte göreceğiz.
Bazen bu gayretler ahlakta sınır tanımıyor…(Bakın sosyal medyaya)
Girdiği tüm seçimleri kaybeden Kılıçdaroğlu, önümüzdeki yıl yapılacak yerel seçimleri bahane ederek direniyor.
Koltuğu bırakma niyetinde değil.
Herkes ibretle izliyor.
Cumhur ittifakı cephesinde ise bayram havası yaşanıyor..Hem Milletvekili seçimlerinde hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerin kazanılması teşkilatlarda motivasyonu arttırdı..
Esasen bu başarı Başkan Erdoğan’ın başarısıdır..
Anadolu'da sıkça kullanılan bir atasözü vardır; "Yiğidi öldür ama hakkını yeme"
Seçim sürecinde trilyonluk yatırımların hizmete alınması,Deprem bölgelerine yönelik çalışmalar,halkın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan güveni başarıyı da beraberinde getirdi.
Zaten yapılan hizmetler siyasetle örtüştüğü de anlam kazanır.
Öyle de oldu..
Diğer önemli nokta ise CHP’nin elinde bulundurduğu 11 Büyükşehir Belediyesinde hizmetle siyasetin örtüşmeye çalıştığı, ancak bir türlü örtüşemediği anlamlı döneme tanıklık ettik.
Başkanlar dan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş Cumhurbaşkanlığı yardımcılığına soyununca siyasetin fonksiyonel önemi başarısızlığa uğradı.
PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile dolayısıyla Yeşil Sol Partinin CHP ye destek açıklamaları sonuç vermedi. Bilakis sonucu olumsuz etkiledi..
Şunu ifade etmek istiyorum;
Başkan Erdoğan’la birlikte bugün Türkiye yüzyılı başlamıştır..Ülkenin küresel güç olma yolunda hızla ilerleyecektir.Bu noktada yerli ve milli muhalefete ihtiyaç vardır.
Kaybettikleri halde koltukları bırakacak kadar cesareti kendilerinde bulamayanlar bu memlekete “Hizmette riya olamaz” felsefesini kendisine düstur edinen insanların başarılı çalışmalarını gölgeleme hakkına sahip olamaz.
Olmamalıdır...
Hizmetle siyasetin örtüşmediği bir ortamda, kişisel çıkarların hesabı yapılmamalıdır.
Bu ülke ancak hizmetle yol alır, siyasetle özünü bulur...
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan Akyıldız
Demek ki, amaca giden her yol mubah değilmiş…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden seçilerek “Başkanlık” koltuğuna oturması ile yeni bir süreçe girildi...
Kabine yenilendi.
Meclis çoğunluğunu elde eden Ak Parti yeni yasama döneminde hazırlıklara başladı.
Muhalefet Cephesinde ise yenilginin yarattığı “şok” etkisi hala devam ediyor.
CHP'de istifa çağrılarına karşı Kemal Kılıçdaroğlu direniyor.İYİ Parti bu ay kongreye gidiyor..Millet İttifakını diğer bileşenleri arasında yer alan Deva,Gelecek,DP ve SP “Garanti vekil pazarlığı” üzerinden sağladıkları avantajı değerlendirmeye çalışıyor..
İYİ Parti tarafından yapılan açıklamada İttifakın fiilen bittiği duyuruldu..Bu açıklama daha sonra CHP sözcüleri tarafından da teyit edildi.
Bu seçim sürecinde şunu bir kez daha görme imkanımız oldu;
Siyasette,amaca giden her yol mubahtır anlayışı ile kurnazca ve hiçbir konsensüs sağlanmadan oluşturulan birliktelikler bir süre sonra çatlamaya başlar.
Küskünler oluşur, bananecilerin sayısı artar, sonuç hüsranla biter...
Sonuç da CHP’de yaşanan eksen kaymasının faturası ağır oldu.
Bugün, CHP’li seçmenin tamamen düşünce özgürlüğü kapsamında, doğruyu ortaya koyma yönündeki çabaları bile farklı mecralara çekilmek isteniyor.
CHP’de düşünceyi zapturapt altına alma, yönlendirme, düşünceyi hain ilan etme gayretlerin nasıl bir sonuç doğuracağını hep birlikte göreceğiz.
Bazen bu gayretler ahlakta sınır tanımıyor…(Bakın sosyal medyaya)
Girdiği tüm seçimleri kaybeden Kılıçdaroğlu, önümüzdeki yıl yapılacak yerel seçimleri bahane ederek direniyor.
Koltuğu bırakma niyetinde değil.
Herkes ibretle izliyor.
Cumhur ittifakı cephesinde ise bayram havası yaşanıyor..Hem Milletvekili seçimlerinde hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerin kazanılması teşkilatlarda motivasyonu arttırdı..
Esasen bu başarı Başkan Erdoğan’ın başarısıdır..
Anadolu'da sıkça kullanılan bir atasözü vardır; "Yiğidi öldür ama hakkını yeme"
Seçim sürecinde trilyonluk yatırımların hizmete alınması,Deprem bölgelerine yönelik çalışmalar,halkın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan güveni başarıyı da beraberinde getirdi.
Zaten yapılan hizmetler siyasetle örtüştüğü de anlam kazanır.
Öyle de oldu..
Diğer önemli nokta ise CHP’nin elinde bulundurduğu 11 Büyükşehir Belediyesinde hizmetle siyasetin örtüşmeye çalıştığı, ancak bir türlü örtüşemediği anlamlı döneme tanıklık ettik.
Başkanlar dan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş Cumhurbaşkanlığı yardımcılığına soyununca siyasetin fonksiyonel önemi başarısızlığa uğradı.
PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile dolayısıyla Yeşil Sol Partinin CHP ye destek açıklamaları sonuç vermedi. Bilakis sonucu olumsuz etkiledi..
Şunu ifade etmek istiyorum;
Başkan Erdoğan’la birlikte bugün Türkiye yüzyılı başlamıştır..Ülkenin küresel güç olma yolunda hızla ilerleyecektir.Bu noktada yerli ve milli muhalefete ihtiyaç vardır.
Kaybettikleri halde koltukları bırakacak kadar cesareti kendilerinde bulamayanlar bu memlekete “Hizmette riya olamaz” felsefesini kendisine düstur edinen insanların başarılı çalışmalarını gölgeleme hakkına sahip olamaz.
Olmamalıdır...
Hizmetle siyasetin örtüşmediği bir ortamda, kişisel çıkarların hesabı yapılmamalıdır.
Bu ülke ancak hizmetle yol alır, siyasetle özünü bulur...